9 Eylül 2014 Salı

POOOK Gibiyim!

İkizler okula başladığından beri akşamları çok zor uyuyorlar uykuları geliyor ama 23:00  ten önce uyumuyorlar. Düzenleri bozuldu. Akşam en son ben de sinir krizi geçirdim, oturduk üçümüz ağladık. Sonrasında ikizlerden biri kustu. Meğer okulda dondurma yedirmişler, mideyi üşütmüş. Yavrum ondan uyuyamıyormuş.  Neyse komple yatak üst baş hepsini bir güzel değiştirdik. Yatağa inci tanesi gibi dizildik, üç bayan. Vallahi kızlar dedim ben dayanamıyorum uyuyacağım, sızmışım ağlayarak. Onlar ne zaman uyudular hiç bilemiyorum. Sürekli bır bır bır... okula gitmeyeceğim, uyumayacağım, anne canım sıkılıyor, anne dişlerim çıkmasın ağrıyor... gürülteleri arasında resmen sızmışım. İyi ki sızmışım yoksa kendime birşey yapardım. 


Kafamı duvara doğru vurmak istediğimi hatırlıyorum bir ara..



Nitekim sabahı hayırlısı ile ettik,sabahta şükrettim ters bir hareket yapmadığım ve ex’i arayıp ana avrat küfretmediğim için.  Haketmiyor mu, dibine kadar hakediyor. Ama ne dedik: “Seni Allah’a havale ediyorum” aynen böyle. Hiç yokmuş gibi düşünüyorum. Annem sabah dedi ki “onu arayıp ne yapacaktın”, “bir de o olsaydı o çocuklardan beter, boşşşveeer olmaması daha iyi”; vallahi bu kadın var ya bir de okusaymış filazof olurmuş. Öyle akıllar veriyor ki, saatlerce konuşmuyor öyle. Sadece bir cümle ediyor, tamam. Ama bu dönemde anneciğimi de hırpalamadım değil, çok ağladığım ,bağırdığım dönemlerim oldu. Özür dilerim annem dediğimde bana ne dedi; “bana bağır , bağıracaksın tabi başka kime bağıracaksın, ağlamak istiyorsan da ağla, ağlamak iyileştirir” . Yaaa işte annelik böyle birşey, ne kadar kırıp döksen de onlardaki çocuklarının sevgisini hiçbirşey yıkamaz. 

Seni seviyorum annem, iyi ki varsın.


Baba Olmak Ne Rahat!



 Bu hafta ikizlerin okulda 2. haftaları. İlk hafta çok güzel gittiler. Ama bugün sabah 07:30 tan beri özellikle A. okula gitmeyeceğim diye ağlıyor. Sebebini de zar zor öğrendim. Yeni öğretmenleri İ. O’na kızmış. Ama bu arada diğer ikizim B. “Ama anne A. yaramazlık yaptı” diye de gerçeği de söyledi. “Haklı kızım, yaramazlık yapmamalısın, öğretmenlerinin sözünü dinle falan filan...” Nitekim sustu mu HAYIR okula kadar ve okulda da devam etti. A. çok inatçı ve istediği olana kadar asla vazgeçmeyen bir çocuk. Diğeri B. ise konuşarak ikna edebildiğim (ama mantıklı olacak açıklamalar ve söz veriyorsam bir konuda mutlaka tutacağım unutmuyor çünkü...) karakterde. Neyse okulun müdür yardımcısı hem de psikoloğu olan C. Hanım ile konuştum. Okula şimdiye kadar aile içindeki süreci yansıtmamıştım. Bunun sebebi de çocuklarıma farklı yaklaşılmasın vs. diye. Belki doğru belki yanlış düşünüyorum. Biraz da bakalım bu süreçte çocuklarla ilgili şikayet gelecek mi, durumu bilmedikleri için bir farklılık hissedecekler mi, onu görmek istemiştim. Ama anladığım kadarıyla hiç anlaşılmamış, çok şaşırdı. Fazla da sorgulamadı ki, sağolsun. Çocukları pedagoga götürdüğümü ve pedagogun da hiç bir problem olmadığını söylediğini de ayrıca ilettim. Hiç yoktan bilsinler ki, bir durum yaşanırsa kulakları açık olsun, çocukların bir cümlesinden belki benim farketmediğim bir durumu çıkarırlar ki zamanında müdahale edelim.  İşte başlığı bundan dolayı “baba olmak ne rahat!” diye koydum. Sadece haftasonları çocuklarla ilgilenerek sabah yaşadığım buhranları ve sıkıntıları yaşamayan ve görmeyen bir baba. Erkekler , korkak olanlar özellikle üç maymunu oynuyorlar işte. Zorluklarla başedemeyince biz annelere kalıyor bütün yük, onlarda hayatlarını yaşadıklarını zannediyorlar. Ne kadar bencilce. Sabah yaşadığım sıkıntı, üzüntü ve sinirlilik halini saat kaç olmuş atamamışım hala ve yazıya döküp atmak istiyorum. O ise poposunda pireler mışıl mışıl uyuyor. İşte böyle... Yapacak birşey yok. Annelik karşılıksız yapılan tek şey galiba bu hayatta. Allah’a şükürler olsun ki anne olmuşum, inşallah çocuklarımın başında uzun yıllar olurum da onların iyi bireyler olduğunu da görürüm. Benim için mükafatı da bu olacaktır...




Her gün içimdeki nefreti söndür Allah’ım diye de dua ediyorum, eğer bu kıskançlık ve nefretten kurtulamazsam kendi hayatımı mahvetmekten başka birşey yapmam. Önüme bakıp güzel bir hayat kurabilmem için benim de içimin temiz duygularla yüklü olması lazım. Bundan dolayı çocuklarımın babaları ile ilgili iletişim vesaire durumlarında asla ve asla kendi duygu ve kırgınlıklarımı göstermiyor olmam çok önemli. Onlar babalarını seviyorlar koşulsuz, tıpkı beni sevdikleri gibi. İnsan sevdiği bir insan hakkında kötü söz duyunca nasıl üzülüyorsa (ki bu süreçte hiç yapmadım- belki farkında olmadan az çok ima etmiş olabilirim sadece) babaları içinde kötü söz duymak istemeyeceklerdir. Bu nefreti bu çocuklar hissetmemeli, bunun için de benim bir an önce bu duygudan arınmam lazım. Allah yardımcım olsun.

5 Eylül 2014 Cuma

Sokrates



“Sokrates’e birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi, demişler. O da: Gayet tabii, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş.”


Sabah okudum ve “40 yaşındayım artık mutlu olmak istiyorum” diyen ex geldi aklıma. Ve çok güldüm.. Benim ex’i ifade ediyor bu söz. Adam! sen hep aynısın ki mutlu olmayı bilmiyorsun, hep huzursuz hep mutsuz hep önyargılısın... Mutlu olmak için Gitmek istedin  dur diyen de olmadı, 2 ay sonra geri döndün mutsuzum yapamadım diye,  sonra yine mutlu olmak istiyorum diye gittin. Ama giderken unuttuğun birşey oluyor, aynen bu sözdeki gibi kendini de yanında götürüyorsunJ  Sen kendini değiştirmeyi istemedikten sonra, değişmek için yardım almayı istemedikten sonra ne kadar ben mutlu olmak istiyorum gitmek istiyorum desen de Antartika’ya da gitsen, Adriana Lima ile sevgili bile olsan da; mutsuzluk peşini bırakmayacak.. Aslında ne biliyor musunuz, mutlu olsun ya gerçekten. Çocuklarımın mutlu babaları olsun, problemli babaları olmasın da istiyorum. Geçen sefer döndüğünde o kadar ağladı, üstünü başını yırtmaya kalktı ki, o hali geldikçe gözümün önüne içim acıdı birden. Yazıktır ya, günahtır o da insan evladı... Allah herkese mutluluk huzur versin inşallah...

4 Eylül 2014 Perşembe

TTNET SENDROMU!



Bilmem kaç kere telefonla aradılar, taahhütünüz bitiyor kampanyanızı yenileyelim. Tamam yenileyelim, ama hat şu kişiye ait onula görüşmemiz gerek. Hat bu arada kayınpederin üstüne kayıtlı.
 “Yanımda değil şu anda, telefonu burada arayın “ vesaire.. Onu da aramamışlar. Dün en son faturayı görünce olaya müdahil aradım ttnet müşteri hizmetlerini ayağa kaldırdım. Kayınpeder gibi aradım. Ama kadın sesiyle. İsim Hasan. (örnektir) Hasan Hanım, anne kızlık soyismi.. Cııık tutmuyor. Ev adres… Geriye dönük oturduğumuz 4 adresi de vermeme rağmen tutmuyor. 

Kardeşim dedim 75 yaşında kadınım  beni uğraştırıyorsunuz, takım liderinizi verin dedim.  Anlattım derdimi, nufüs kağıdını fakslayın falan filan.. Eeee fakslyacağız da ben Hasan Hanım’ımJ Nasıl olacak, resmi görünce ortaya çıkacak. Eh dedim artık olan olmuş, o kadar uğraştım, ofiste konuşurken milleti güldürmekten öldürmüşüm.. Temem ya buna da tamam kardeşim dedim.. Şimdi cevap bekliyoruz sevgili müşteri hizmetlerinden.. Hala benimle  “75 yaşında kadınım yormayın beni”  diye ofiste dalga geçiyorlarJ Yoksa içim 75 yaşında mı oldu , çabuk adapte oldum. Çocuğum, evladım diye konuşma başladım alimallah…

1 Eylül 2014 Pazartesi

BOMBAAAA...

...GİBİYİM...                                  
Bu sabaha acayip özgüvenli ve mutlu kalktım. Kızlarım; okulun 2. günü okula gitmek istemediklerini:( söyleselerde valla ben pozitif olduğum için herhalde okuldan ayrılırken süperdiler. Maşallah diyorum kediciklerime...

İşyerinde bazı değişiklikler var bu dönemde, bu da beni gerdi birazcık. Ama bilgi ve altyapıma baktığım zaman, bu haftayı atlatırsam yeni gelen üst yöneticimizle gayet uyumlu çalışabileceğimizi düşünüyorum. Durgunluk halimden dolayı ben proaktiflik gösterememiş olabilirim. Ama bunu atlatırım ben ya:) Ezik halimden kurtulayım bir... Eziiikk miyim  u...l..eeennnn benn. 
HAVUÇLU KEK TARİFİ:

4 adet ex koca yumurtasını kafasından kırın; 2 su bardağı şeker ile iyice eriyene kadar karıştırın ki ex kocanın acı tadı iyice gitsin..
2,5 su bardağı bembeyaz un, 2 tatlı kaşığı tarçın, tabiki kabartma tozu ve vanilyayı bir kaba hazırlayın.
2 adet ex koca tipinde havucu iyicie rendeleyin anacım. 1 limonu rendeleyin, rendelerken kocanın kafasını rendelediğinizi düşünün...
Sonra ex kocanın gözleri büyüklüğünde (siz anlarsınız) cevizleri iyice dövün, ben bayağı eze eze hal oldum  çekiçle iyice canını çıkardım cevizlerin..  1 bardak kadar olsun...

Hepsini karıştırın, cehennem sıcaklığında pişirin, sonra da çöpe atın, gidin kendinize bir kahve yapın.. OHH be hayat güzel deyin..








Okulun İlk Günü:)

İkizlerle akşam geç saate kadar dolaştık (geç saat dediğim 22:00 oluyor tabi ki:) ... Ne isterlerse aldım, balon aldım, şeker aldım, pasta aldım... kuzenleriyle oynadılar. alışveriş merkezinde oradan oraya koşturdular. Tabi akşamda pestil gibi uyudular. Sabahta okul:) Allah'ım şükürler olsun ki o kadar güzel hiç problemsiz kalktılar, hazırlandılar ki. Okulda öğretmenlerine sarıldılar.. Nasıl mutluyum, nasıl özledim şimdiden onları. Kokularını, dokunuşlarını, yumuşacık yanacaklarına mucccuuukkk diye yapışıp  öpmeyi:) Kuzularım benim. Allah'ım sana şükürler olsun, onlara sağlık sıhhat ver yarabbim.