Bu hafta ikizlerin okulda 2. haftaları. İlk hafta çok güzel
gittiler. Ama bugün sabah 07:30 tan beri özellikle A. okula gitmeyeceğim diye
ağlıyor. Sebebini de zar zor öğrendim. Yeni öğretmenleri İ. O’na kızmış. Ama bu
arada diğer ikizim B. “Ama anne A. yaramazlık yaptı” diye de gerçeği de
söyledi. “Haklı kızım, yaramazlık yapmamalısın, öğretmenlerinin sözünü dinle
falan filan...” Nitekim sustu mu HAYIR okula kadar ve okulda da devam etti. A. çok
inatçı ve istediği olana kadar asla vazgeçmeyen bir çocuk. Diğeri B. ise konuşarak
ikna edebildiğim (ama mantıklı olacak açıklamalar ve söz veriyorsam bir konuda
mutlaka tutacağım unutmuyor çünkü...) karakterde. Neyse okulun müdür yardımcısı
hem de psikoloğu olan C. Hanım ile konuştum. Okula şimdiye kadar aile içindeki
süreci yansıtmamıştım. Bunun sebebi de çocuklarıma farklı yaklaşılmasın vs. diye.
Belki doğru belki yanlış düşünüyorum. Biraz da bakalım bu süreçte çocuklarla
ilgili şikayet gelecek mi, durumu bilmedikleri için bir farklılık hissedecekler
mi, onu görmek istemiştim. Ama anladığım kadarıyla hiç anlaşılmamış, çok
şaşırdı. Fazla da sorgulamadı ki, sağolsun. Çocukları pedagoga götürdüğümü ve
pedagogun da hiç bir problem olmadığını söylediğini de ayrıca ilettim. Hiç
yoktan bilsinler ki, bir durum yaşanırsa kulakları açık olsun, çocukların bir
cümlesinden belki benim farketmediğim bir durumu çıkarırlar ki zamanında
müdahale edelim. İşte başlığı bundan
dolayı “baba olmak ne rahat!” diye koydum. Sadece haftasonları çocuklarla
ilgilenerek sabah yaşadığım buhranları ve sıkıntıları yaşamayan ve görmeyen bir
baba. Erkekler , korkak olanlar özellikle üç maymunu oynuyorlar işte. Zorluklarla
başedemeyince biz annelere kalıyor bütün yük, onlarda hayatlarını yaşadıklarını
zannediyorlar. Ne kadar bencilce. Sabah yaşadığım sıkıntı, üzüntü ve sinirlilik
halini saat kaç olmuş atamamışım hala ve yazıya döküp atmak istiyorum. O ise
poposunda pireler mışıl mışıl uyuyor. İşte böyle... Yapacak birşey yok. Annelik
karşılıksız yapılan tek şey galiba bu hayatta. Allah’a şükürler olsun ki anne
olmuşum, inşallah çocuklarımın başında uzun yıllar olurum da onların iyi
bireyler olduğunu da görürüm. Benim için mükafatı da bu olacaktır...
Her gün içimdeki nefreti söndür Allah’ım diye de dua
ediyorum, eğer bu kıskançlık ve nefretten kurtulamazsam kendi hayatımı
mahvetmekten başka birşey yapmam. Önüme bakıp güzel bir hayat kurabilmem için
benim de içimin temiz duygularla yüklü olması lazım. Bundan dolayı çocuklarımın
babaları ile ilgili iletişim vesaire durumlarında asla ve asla kendi duygu ve
kırgınlıklarımı göstermiyor olmam çok önemli. Onlar babalarını seviyorlar
koşulsuz, tıpkı beni sevdikleri gibi. İnsan sevdiği bir insan hakkında kötü söz
duyunca nasıl üzülüyorsa (ki bu süreçte hiç yapmadım- belki farkında olmadan az
çok ima etmiş olabilirim sadece) babaları içinde kötü söz duymak
istemeyeceklerdir. Bu nefreti bu çocuklar hissetmemeli, bunun için de benim bir
an önce bu duygudan arınmam lazım. Allah yardımcım olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder