30 Haziran 2014 Pazartesi

Aman Çocuklar Hastalanmasın...Düşünceli DAD!


Ex, haftasonu ikizlere tek başına bakamadığından halalarını çağırmış. Eski görümcemin de (eski demek ne güzelmiş yaJJ) ikizlerden  1 yaş büyük oğlu var.

Şimdi mesaj çekmiş beyfendi, D... hastaymış, kusuyormuş, ateşi varmış, ishalmiş.. bakıcı ablaarına söyleyecekmişim bakacakmış..


 Ya arkadaşım.. sen niye o zaman hasta çocukla muhatap ediyorsun bu çocukları. O çocuk hep hasta zaten. Coxsackie  virüsü ondan geçti (her tarafları kabardı çocukların, birine önce bulaştı, 3-4 gün sonra diğerine.. bu ne demek ben iki hafta yorgun argın tükendim demek...), grip ondan geçer, bir ara bitlendi  ilaç kullanmışlar diye getireceklerdi telefon ettim kayınvalideye “anne bulaşmasın ikizlere saçları da uzun, gelmeseniz mi?” diye de Allah’tan kayınvalide anlayışlıdır, hakkını yemeyeyim, getirmedi.. Şimdi böyle mesaj çekmiş ya, yine SİNİR oldum. Haftasonu çocukların çamaşırları kirli diye mesaj çekiyor, yeni yıkandılar diyorum, “KİRLİ İŞTE”  eeeeee.. babası değil misin,  yedek koymuşum dünya kadar değiştir... 

Yalan mıymış Ul....n!!!



Haftasonunun etkisiyle herhalde, melankolik bir durumum  var. 



Haftasonu çocukları babalarına vermek, pazar onları beklemek .. falan filan; beni biraz gergin yapıyor. 

Ne de olsa herşey çok yeni. İşin garibi sanki bu tip bir hayatı hep yaşıyormuşum gibi de geliyor. Yadırgamadım çok yani. Hoşuma bile gitti. Çok bunaltmıştı beni. Tek sıkıntım; o şimdi dakika başı telefonla arayıp dertleşebildiği bir sevgili yapmışken –tabi bunu da biz evliyken yaptığı için- acayip sinir oluyorum bu duruma. Kıskançlıkta değil, seven insan kıskanır. Resmen SİNİR oluyorum ben ya.. 
Baba olmasa bayağı kallavi bir beddua etmek de istiyorum ... Tövbe tövbe...

Ölüyordum ya ben bu adam için bir zamanlar. Yalanmıymış ya? Bir an geçirdiğim yıllara ziyan mı oldu diye de düşünmedim değil, ne de olsa bu adam kariyerimi etkiledi, benliğimi etkiledi, özgüvenimi yıktı... Ama şimdi o özgüvenle ne kadar cesur hissediyorum kendimi bilemezsiniz. Çok iyi oldu, çok iyi. YALAN DÜNYA’yı gördüm sayesinde...

25 Haziran 2014 Çarşamba

Thomas Gordon Okuyorum.. Etkli Anne Baba olmak..-III-

Kaybeden-Yok-Yöntemi

Otoritenin bir çok insan tarafından farklı algılandığı durumlar var. Bazı insanlar otoriteyi, bilgi beceri, o konuda söz sahibi kişi  (örneğin bir profesör için ) otorite kabul ediliyor ve söylediği herşey ilk andan doğru olarak algılanıyor;  bazıları da  güç, baskı, zorlama gibi algılayabiliyor otoriteyi. Yani bir patronun otoritesi gibi, ona karşı gelirsen işinden olabilirsin. Ya da anne babaya karşı gelirsen ceza alabilirsin  gibi.  

Ailelerde yapılan çalışmalarda  ise çocuklarını büyütürken anne-babaların iki otorite yöntemi kullandıkları görülmüş.
1.Yöntem: Güç temelli disiplin à Ebeveyn kazanır, çocuk kaybeder (Çocukta öfke olur).
2.Yöntem: Aşırı hoşgörülülük à Çocuk kazanır,  ebeveyn kaybeder (Ebeveynde küsme olur).

Etkili Anne-Baba Eğitimleri’nde 3. Bir Yöntem tavsiye ediliyor: Kaybeden-Yok-Yöntemi
Buna göre; ne ebeveyn ne de çocuk kaybediyor. 6 Adım’ı var. Amaç burada çocuk ile beraber hemfikir olup sorunu çözmek. Ben burada ikizlerimden biri ile ilgili yaşadığım bir problemi örneklendirerek bu adımları anlatmak istiyorum.
1.Adım: Sorunu Tanımlamak: Kızımın sürekli kıyafet değiştirme isteği var ve yazlık-kışlık farketmeden uygun olmayan kıyafetleri seçip, giymek için diretiyor. Ve inadından vazgeçiremiyorum.
2.Adım: Muhtemel Çözümler Üretmek: a-Kışlık kıyafetleri görmeyeceği bir yere kaldırmak.
                                                                         b-Giyeceği kıyafetleri belirlemek için beraber oturup seçim yapmak. Kızım buradan sevdiğin kıyafetleri seçer misin? Sevdiği kıyafetler bir kenara ayrılır.
                                                                             Kıyafetleri sınıflandırarak yapmak daha da kolay olabilir. Parka giderken giyilecekler (tayt vs.), gezmeye giderken giyilecekler, yatarken giyilecekler vs.
                                                                         c- Seçtiği kıyafetler için ona ayrı bir çekmece ayarlamak.
                                                                         d- Kıyafet dolabına hangi kıyafetleri ne zaman giyebileceği ile ilgili resimlendirerek  anlatmak, resimleri dolaba asmak.
3.Adım:Çözümleri değerlendirmek: Kızım ile bunları belirledikten sonra üzerinden geçerek iyice anlaması için yaptıklarımızı tekrarlıyoruz.

4.Adım:En iyi Çözüme karar vermek: Anlaşmaya vardığımızı onaylıyoruz. Bu konularda hemfikir miyiz? Hemfikir ne demek? Benim dediklerimi anladın ve senin için de uygun olduğunu kabul ettin demek.. Böylece kızımla hemfikir oluyoruz.

5.Adım: Kararı Uygulamak (İlk gün zor olabilir)


6.Adım :Çözümün başarısını değerlendirmek.

Adımların sıralaması her zaman önemli olmayabilir. Ama ilk beş adım çok önemliymiş..

Umarım başarılı olur ve her iki tarafında mutlu olduğu bu çözüm hepimize faydalı olur. 

Güçlü bekar annelere.. Sevgilerimle..

23 Haziran 2014 Pazartesi

Kadın Sığınma Evi Gibiyiz Valla....

Allah'ımmm sabahleyin bir curcuna bir curcuna...3,5 yaşında iki tane hiç susmayan küçük bayan, anneanne, bakıcı ablamız ve O'nun kızı..

Banyoda saçımı tarıyorum, bir gürültü , bir telaş, herkes bir oda da.. Biri kahvaltı hazırlamaya çalışıyor, ikizler ellerinde tef coşmuşlar. Ne oluyoruz yaa sığınma evi gibi olduk valla dedim... Ex kocanın dediği gibi "mağdurum da mağdurum.. mağdurum da mağdurum...:):) hehaheahhha:)" çok güldüm ya sabah sabah kendi kendime...



SGK Doğum Parası..Ex Koca!

Bilmiyorum bu konuda bilgisi olan var mı? Ama ben doğum izninde iken maaşımı SGK verdi. Benim bildiğim doğum parası bu. Şimdi çocuklar neredeyse 4 yaşına gelmiş, Ex koca tutturmuş 3-4 brüt maaş doğum parası her bir çocuk için veriliyormuş diye.. Ben daha ne diyeyim? Adam evden gittikten sonra bunları takip etmeye başladı. Herşeyi ile  ben uğraştım,şimdi  adam atmaca! Bir de yine bana diyor: araştır, muhasebeye sor diye.. Çok merak ediyorsan sen sor.. sooor...sorrr.. Adamı hasta ederler ya..  Bir kere de sen sor  ya...Bu kadar mı bencil olur insan.. Ona sorsan ama herşeyi o yapmış vs. Beyefendi " yönetilmek" istiyormuş:) Bana böyle dedi ya. Ya davar mısın ki sen güdülmek istiyorsun:):):) Zaten gizli yönetiyordum seni, sen farkında değildin şekerim:) Her istediğim yapıldı, daha anlamadın mı?


Tüm güçlü bekar annelere, Sevgilerimle.

19 Haziran 2014 Perşembe

Ziyaretçiler...

Yıl 1983-1984... herhal  tam emin değilim ama..Ziyaretçiler dizisi vardı, her Pazardı galiba. En çokta fareleri kere de ağızlarına götürüp yeme sahneleri var ya.. Hayatta unutmam. Sanmayın ki korktuğum, iğrendiğim vs birşeyden unutmadığımı. Hoşuma bile giderdi. Vay anasını derdim, koca fareyi nasıl yiyorlar. Acayip bir durum biliyorum.Ama ne bileyim bayılırdım bu diziye. Çok değişik gelirdi. Hayal gücümü zorlardı sanki..
Ne zamandır aklımdaydı ziyarteçiler'i yazayım diye. Ne bilem işte paylaşmak istedim (fare istedi canım herhal:) çatlak mıyım ben ya..)..


Sevgiler.... (bu yazıda böööle sevecen bir kelime de abes mi kaçtı ne...)

18 Haziran 2014 Çarşamba

Arabayı vurursam GALP şeklinde vururum...


İnce topukları çekmişim, şifon gömlek giymişim, toplantım var. Migrenime rağmen süslenmiş püslenmiş hazırlanmışım.. İkizlerin okul da tatil. Onları okula bırakma derdi de yok. Artık işe geç kalmam için bir sebep yok. Sallana sallana arabayla işe gidiyorum. Hatta baktım vakit var, orman yolundan gidiyorum. Ağaçlık, sessiz huzur verici...Sap soldan dönüş yap derken (tüüü benim migrenime-ilaçlar uyuşturmuş kafayı-uçuyorum sanki..) refüjün üstünden geçiverdik. Sonuç; aşağıda.... Kalbimi arabaya gömdüm sonunda arabaya gömdüm..

Karşıdan marketçi bağırıyor, bişey oldu mu abla (ne ablası uleennn cillop gibi hatunum kim der iki çocuk annesi) . Yok olmadı dedim, çektim kenara, aradım işyerini. Gelip beni alsınlar diye. Çıktım kaldırıma yaktım bir sigara.. Tühh lan dedim koyduk mu arabanın aq..... Boşver gitsin... Buna da ağlamayacağım dedim kendi kendime. Zaten 1 aydır poku yemişim afedersiniz. Kendime de söz verdim, bundan sonra ağlarsan senin ağzı... sıça....m dedim.

Durum bu..
Aha da  kalbim...


17 Haziran 2014 Salı

Ex Koca Anlamazsa..

Bakın şimdi aşağıdaki görsel'e. İki gündür adama anlatmaya çalıştığımı "BEN ONLARIN BABASIYIM" deyip çemkireceğine biraz empati kur be adam!!!
Hemi de ben de ikiz var, düşünün sinerjiyi.

VALLAHİ BEN ÇOK GÜÇLÜ BİR KADINIM, ANNEYİM YA:))
SEVİYORUM KENDİMİ...

Not: Bu resmi bloğunda Süper Bekar Anne paylaşmış. Thankx...

Araba Aydamak..

Şimdi, ben çocukken Trakya'da bisiklet "aydamak" diye birşey vardı.. Şimdi halen oradaki çocuklar bu terimi kullanıyorlar mı bilemem. Bildiğin bisiklet sürmek, kullanmak vs anlamına gelir. Kızan kelimesi gibi meşhur olmamakla birlikte Trakya'ya yolu düşen az çok bilebilir.
Şimdi ben bu araba aydama işini çok severim.Canım sıkkınsa koy müziği , özellikle şimdilerde "Duman-Melankoli" eşliğinde vur kendini orman yoluna...  Ya anlatamam size.. psikolağa gidipte dünya para bayılacağıma yüksek sesli müzikle sakin bir yolda araba kullanmak var ya anlatamam bana verdiği enerjiyi.

Bir de kafamı dinleyip, kendimi Allah'a yakın hissettiğim "Dua Tepem" var. Bir gün oranın fotoğrafını da paylaşırım. Benim zor anlarımda benim gizli yerim orası:)


Sevgilerimle.. Tüm güçlü bekar annelere.


16 Haziran 2014 Pazartesi

Ben böyle bir kız değilim....ben iyi bir kızım.

Ben öyle bir kız değilim.. Kalbimi geçici serüvenlerle dolduracak...İkizlerimi 2. Plana atacak... Kızlarım hastalandığında kulaklarını tıkayacak ( bunu yapan kendini bilir).... İçindeki kırılmışlığı kinle büyütecek....BÖYLE BIR KIZ DEĞILIM. BEN SENIN HAYAL ETTİĞİN KİŞİ DEĞILIM KI...  Yaptığın büyük hatanın içine beni de sürükleyesin. BEN ASLINDA TAM DA DÜŞÜNÜP SÖYLEYEMEDİĞİN " temiz, dürüst, ahlaklı, iyi anne, IYI KIZIM" ...yani yanındakilere benzemem ... Anladın mı?

15 Haziran 2014 Pazar

Tırt oldu yine...

Eski koca çocukları getirir, uyudukları için yukarı tek başına çıkaramaz mecbur beni çağırır. Ev elbisesi ile aşağı inmek zorunda kalınır. Ne bileyim ben ya apartmanın önü rüzgarlı.... Neyse hafif dar da kafama geçmedi iyiden.... Çocuklar uykudan kalktığı için huysuz.. Vedalaşma faslı zorlama oldu .... Sevgilerimle...Güçlü bekar annelere...


Not: bir de ikizler ondan gelince acayip dengesiz oluyorlar, bir gece geçmeden kendilerine gelemiyorlar.

14 Haziran 2014 Cumartesi

Thomas Gordon Okuyorum.. Etkli Anne Baba olmak..-II-



"Etkili Anne-Baba Eğitiminden Uygulamalar" kitabında; bebekler ve küçük çocuklarda "BEN-İLETİLERİ" kavramı bayağı dikkatimi çekti ve içgüdüsel olarak bir kısmını zaten çocuklarıma uyguladığımı gördüm. Burada çocukların kabul edilemeyen davranışları ile aşağıdaki üç yöntemden birini seçrek başedebilecğimiz anlatılıyor:

1- Tahmin Oyunu: Bir davranışı makul bulmayan ebeveyn, sözlü bir Ben-iletisi göndermenin tersine harekete geçer. Hareket özünde sözsüz bir Ben-iletisidir. Yani; çocuk ağlıyorsa "sus" demek yerine, karnı mı acıktı? karnını doyurmayı dene!, uykusu mu geldi? uyutmayı dene!. Özellikle küçük yaştaki çocuklar istenmeyen harektlerine karşılık söz ile uyarıldıklarında bunu yapmamaları gerektiğini anlamazlar (Örnek 3.5 yaşındaki ikizlerim).

2-Hadi Takas Yapalım:Kabul etmediğimiz davranışları takas yoluyla değiştirebiliriz.Örneğin ikizlerim ince çoraplarımı giymeye bayılıyorlar. Her seferinde çorapları ellerinden zor alıyor ve sesimi yükseltip hatta bağırıyordum. Bunun yerine takas yöntemi kullanmaya başladım; ellerine kaçmış çoraplarımdan vererek yavaşça kendi çoraplarımı ellerinden alıyorum:)

3-Ne Hissetiğimi Sana Göstereceğim:Sizin duygularınızı ifade eden bir iletiyi anlayamayacak kadar küçük olan çocuklar söz konusu olduğunda onlara duygularınızı göstermeyi deneyebilirsiniz. Bu yöntemde en önemli şey çocuğu cezalandırıcı ya da incitici herhangi bir davranıştan kaçınmaktır. İkizlerimden biri onu uyuturken bana tekme atmayı seviyor ve bunu oyun sanıp gülüyor, bu beni acayip sinirlendiriyordu. Bu durumda uyutmayı bırakıp kalkıyorum. Buradaki mesaj "tekme yediğimde canım yanıyor ve seni uyutamıyorum". Diğer ikizimde sabahları okula giderken arabaya bnmeyip sürekli oyunlar oynamak istiyor ve işe geç kalmama sebep olabiliyor.Bu durmda onun arkasına ellerimi dayıyor ve yumuşak kararlı bir şekilde koltuğuna doğru yönlendiriyorum. Mesaj da hemen şimdi içeri binmen gerek çünkü acelem var...

Çocuğa vurmak, çimdiklemek,itmek, sarsmak, bağırmak onların kötü olduğunu, hatalı olduğunu, ihtiyaçlarının önemli olmadığını, bir suç işlediğini ve cezalandırılmayı hakettiğini ifade eder. Ben çocuklarım kendisini suçlu ve hatalı hissetmesini istemiyorum. yoksa kendilerine güvenleri sağlam olmaz diye düşünüyorum.
Umarım okuduğum bu kitap faydalı olur. Çocuklarım için hayatta istediğim; kendilerine inanmaları, kendilerini sevmeleri ve güçlü, özgüvenli bireyler olmaları.. Umarım  bunu yapabilirim.



Sevgilerimle.. Tüm güçlü bekar annelere...

12 Haziran 2014 Perşembe

Thomas Gordon Okuyorum.. Etkli Anne Baba olmak..-I-

Tabi burada beni ilgilendiren ETKİLİ ANNE olmak:)

T.Gordon'u yeni okumaya başladım, birçok yerde ismini duyuyordum.
Ne zamandır kitabını almış başucumdaki beş-on kitabın arasına sıkıştırmıştım.. Ne yapayım bu aralar Sherlock Holmes'a sardım:) Bu tip kitapları da severim. Agatha Christie gibi...
Sizle en kısa zamanda bu kitap ile ilgili notlarımı paylaşacağım. Şimdiden iki -üç sayfa okudum, bir sürü not aldım üzerine.

 Güçlü bekar annelere sevgilerimle...

Bekar Babalara Gıcığım...

Evvela, bu sabah bekar bir babanın ağdalı bloğunu okudum ve gıcık oldum. Boşandıktan sonra, haftasonu gördüğü çocuğuyla ilgili öğütler mi sıralamamış... kadınların feministliğine mi laf söylememiş.. çocuğu hasta olmuş (çok geçmiş olsun ayrıca), hastaneye bisikletle mi gitmemiş... vs vs.. Öncelikle benim durumumda kıçına rahat batan bir adam baba ve aile olmaktan vazgeçince, böyle yazan bir erkek gördüğümde samimiyetine inan olsun ki inanamıyorum. Çocuğunu o kadar düşünüyordun da anne-babanın bir arada olduğu aile ortamının o çocuk için ne kadar önemli olduğunu bilmiyor musun? Şimdi kalkmış babalık günlüğü tutuyorsun. Hemen yazmaya başlarlar "medenice ayrıldık".. Affedersiniz ama, medenice ayrılık diye birşey yok, kendini düşünen bencil insanların ayrılığı var. Yapılan bu hareket bana medeniyetten çok "hayvanca" geliyor. Evet, herkesin hikayesi farklı olabilir. Ben burada babacık olanlara sesleniyorum zaten. Ama bir kadın şiddet görüyorsa, aldatılıyorsa, köle haline getirilip kullanılıyorsa, hele çocuklarına vuruyor kötü davranıyorsa gibi.. 3. sayfa haberlerini yaşıyorsa boşanmak işte o zaman medeni bir karar. Ama çocuklarından önce kendini düşünen, zorluğa gelemeyen, çocuklarının gününün nasıl geçtiğini bilmeyen, haftasonundan haftasonuna babalık yapan, yaptığını sanan  babacıklara İŞTE BUNDAN DOLAYI GICIK OLUYORUM...


Sevgilerimle... Tüm güçlü bekar annelere

11 Haziran 2014 Çarşamba

Ne yazmalıyım! RENGARENK




Bugün de ne yazsam da içimi döksem durumu yaşıyorum. Mevcut durumu konuşmak istemiyorum. İyice soğudum durumdan. Eğlenceli şeylerden bahsedip neşeme bakmak istiyorum. Anladım ki sevgim ne kadar da azalmış bütün gün aklıma gelmediği oluyor. Beni kırdığı sözler için bile birşey hissetmemeye başladım. Tecrübeli arkadaşlarım bu normal mi? Bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar soğudum. Acaba bu da sendromun parçası mı? Dönem dönem gel-gitlerim oldu ama onlar bile çok azaldı. Daha 1 ay yeni olacak. Önce yaptıkları çok şey götürmüş herhalde. Hep aklımda da şu sözler var "Gözüm kara kalmadı yara.. oldum renga rengarenk..."

8 Haziran 2014 Pazar

Pazar sendromu

Iki gün ikizlerin yokluğunda kendime vakit ayırmak bana çok iyi geldi. Ama ikizler gelince eski yoğun tempoya geri dönmek beni acayip gerdi ve kendimi yalnız hissettim. Sonra,  ex i görmekte iyi gelmiyor. Bu da bu dönem için normal, alışkanlıklardan kurtulmak biraz zor olabiliyor. Melankolik olmamı anlıyorum.İşte böyle anlarda yazmak en büyük kurtarıcım.Hemen eski mantıklı halime dönebiliyorum. Ex in şimdi sevgilisinin yanında olduğu ve ona akıllar verdiğini düşününce..Hemen benim ex kocaya olan nefret duygularım depreşiyor.Artık aslında ikizlerimle ne kadar huzurlu ve mutlu olduğumuzu görüyorum. Evde bağırma yok, halinden sürekli şikayet edip mutsuz suratıyla gezen yok, onun gönlünü yapacağız diye aman bağırmasın, aman parlamasın...,sinmişiz iyice.HEY ÖZGÜRLÜK...
Ikizler uyur ben bir bira açarım bir de sigara sonra yatakta kitabımı okur keyfime bakarım...Tüm güçlü bekar annelere sevgiyle....

Ve bugünlerde sürekli dinlediğim şarkı...https://m.youtube.com/watch?v=MS91knuzoOA      PEARL JAM "JEREMY"


Bütün kızlar toplandık....toplandık...

Cumartesi bekar annelerin (http://bekarveanne.blogspot.com.tr) buluşma gününe ilk defa katıldım... Ve tanıştığım o güçlü kadınlara hayran oldum. Hepsi işinde gücünde , koca sendromunu atlatmış, hayatın gerçeklerine adapte olmuşlar. Çocuklarına nasıl daha iyi bir hayat verebilirim gayesindeler... Gıpta ettim. En kısa zamanda sendromumu atlatıp -stockholm- onlarla daha da kaynaşmak için sabırsızlanıyorum.
Notlar: 1-Taksim çok kalabalık, çocuklarla buluşmak için pek uygun bir lokasyon değil. Bunu konuştuk ve bir sonrakine daha ferah bir yerde buluşmaya karar verdik.
2- Soma' da dul kalan annelere nasıl yardım edebilirizi konuştuk. Bakalım araştırıyoruz....
3- Herkes hikayesini anlattı, ve hepsi sanki benim  ex kocamı anlatıyor gibiydi...Yazmaya değmez....
4-Boşanma sendromu 2 senede anlatılıyormuş:( Buna canım sıkıldı işte...Ben atlatıp bir önce hayatıma bakmak istiyorum, zaman kaybına tahammülüm yok...
Tüm güçlü bekar annelere, sevgilerimle....

6 Haziran 2014 Cuma

Yağ Yağ Yağmur Teknede Hamur....


İstanbul'u yine seller götürüyor... Sabah ikizleri bırakırken hava güzeldi, hiç yağmurluklarını yedek koymak aklıma gelmedi. Neyse ki, babaları özlemiş erken alacakmış okuldan güzellerimi de yağmurluklarını da yanında götürecek. Haftasonu ikizler babaların da. Ben de akşam ki programıma katılabileceğim. Hey özgürlük:) İkizlerimi ne kadar özlesem de bazen kendime de vakit ayırmak süper birşey. Melankolik bir hava var ama inanın ki çok mutluyum ve hiç bir şekilde kendimi vah vahlarla üzmek istemiyorum bugün. Gün geçtikçe daha da iyi oluyorum. Keşke bu ayrılma işini daha önce yapsaymışız.İnsanın sevgisi biter mi bunca yıllık insana sen bitirmek için birşey yapmazsın, o zaten yeterince çaba sarfeder bunun için. Yaptığı düşüncesizliklerle, psikolojinin hemen bozulup sergilediği güçsüzlüklerle, sizi hayatınızın zor zamanlarında arkasını dönüp gitmelerle

zaten sizi tüketmiştir. Kalbinizde azıcık bir yeri kaplar artık.  İkizlerimi düşündükçe onların gözlerindeki sevgiyi bana muhtaç hallerine baktıkça , kendine üzülmeye hakkın var mı? Sen annesin ve her zaman ikinci plandasın artık, onların mutlu ve huzurlu bir hayat geçirmeleri için elimden geleni yapmalıyım. Benim iki küçük kedim onlar ve onları çok seviyorum. Her dakika özlüyorum.... Güçlü bekar annelere sevgilerimle...

5 Haziran 2014 Perşembe

Eski Kocanın Defoları-1

Eğer kocanız sizi işyerinde çalıştığı bir vicdansız , ahlaksızla aldattı ise; yapacağınız ilk adım arkanıza bakmadan beş bin tane çocuğunuz bile olsa o şerefsizden kaçmanız. 3,5 yaşında ikizlerimiz varken, onların bakımının ne kadar zor, yükün ne kadar ağır olduğunu (ki ben halimdne memmnunum onlar benim kalbim) bilerek böyle vicdansızlık yapılıyorsa, 5 dakika daha vakit geçirmek, hayatını onunla boşa harcamaktan başka birşey değildir. Ve en önemlisi bu güzel çocuklar böyle bir şerefsizlik ve vicdansızlığı haketmediklerinden, en kısa sürede evi huzurlu, pisliklerden arınmış bir hale getirmek her annenin asıl görevidir diye düşünüyorum. Sen çocukların gece öksürdükleri anda uykundan fırlama hassaslığında iken o yeni evine koltukları gelmemiş derdine düşmüş ise zaten o hiçbir zaman bu aileye ait olmamış demektir. Pedagog ile yapılan konuşmaları telefon ile aktarmama hatta mail ile yazıya dökmeme ve nasıl davranacağımızı anlatmama rağmen, tek bir soruda herşeyi kıçı ile dinlediğini anladığımda, onun aslında bitik bir ezik olduğu da, oh be kurtuldum dedirtiyor insana...Durum böyle iken bir de Pazar günü babalar günü iken, Cuma'dan alacağı çocuklarımızı, ne zaman getireyim diye sorunca da gırtlağına yapışıp sıkmak istiyorum.Tabi bu gereksiz mesaja cevap bile vermiyorum. Her zaman yanımızda olacağını söyleyen, yardıma ihtiyacımız olduğunda hemen yetişebilmek için yakınlarda ev arayan bu gereksiz şahsiyet ilkinde daha bu kadar falso verince de ne mutlu ki Allah'ım bu insan bu evden çıkmış diye dualar ediyorum. Evde kalsa kimbilir başımıza daha neler gelecekti? Şimdi, ayakları üzerinde duran, işinde gücünde çocuklarının başında oturan ve onların en iyi şekilde yetişmesi için her türlü eğitimi ardına koymayan bn çok kıymetli bir insanım. Ve kendimi bu hareketlerimden dolayı çok seviyorum. Sanki onunla ikenki ezik hallerim üstümden dökülmüşte gerçek ben ortaya çıkmış gibi hissediyorum.Allah'ta yüzümü kara çıkarmasın ve daha mutlu günleri çocuklarımla birlikte görmeyi nasip etsin. Tek başına çocuk büyüten, güçlü annlerimize... Sevgilerimle...

4 Haziran 2014 Çarşamba

Tek taşımı kendim aldım tek başıma kendim yaptım...

Neden böyle bir başlık? Çünkü birçok şeyi bu hayatta kendim için ben yaptım.Buna itiraz edecek şimdi hayatımda olmayan kişi beri gelsin. Neden şimdi bu konu...Kendini çok önemli,çok akıllı,egoist,dünyadaki yerinin kimse tarafında anlaşılmadığını aslında çok önemli şahsiyetine yeterli kıymet verilmediğini düşünen gereksiz insan için yazmak istedim bugün. Nasıl olsa bloğumun günlük ziyaretçisi sıfır:) (böylece tam blog yapısına uygun olarak günlük tutmuş oluyorum). Nereden nereye...önceki yaşadıklarını düşününce insan, paylaştıklarını...gün gelipte o insanın hayatına hiç girmemiş olmasını isteyebileceğini düşünmek bunalımındayım aslında. Benim ki de bir çeşit stockholm sendromuydu galiba. Evet biliyorum belki bunca senenin hatırına böyle yazma diye düşünen çok kişi olacaktır, öğüt verenler de beri gelsin. Tek başıma 3,5 yaşındaki ikizlerimle başladığım bu yeni hayatımda daha huzurlu ve güvenli bir ortamda mutlu yaşıyor olduktan sonra geçmişte verdiğim mücadelelerin ne kadar gereksiz olduğunu ben gördüm, ben bilirim. Aslında hayat değerimi düşüren beni korkaklaştıran bir geçmişi geride bırakmışlığın gücünü yaşıyorum. Ve geçmişte bana öğüt veren eski dostlarımı kulak arkası ettiğim ve onlardan koptuğum için de huzurlarınızda kendilerinden af diliyorum...Onlar bu satırları okusalar kendilerini bilirler zaten. Günahda çıkardım işte:) Şimdi artık önümüze bakma zamanı.3 tane bayan ikisi mini mini biri de onlardan az uzun:) Kadınların gücünü kıran tüm erkeklerin kendileri gibi hasta ruhlu kadınlarla birlikte olmalarını diler; geriye kalan biz alınmışlarsa mutlu huzurlu sağlık dolu günler dilerim.... Tek başına ayakta duran tüm kadınlara sevgilerimle.......