8 Temmuz 2016 Cuma

AMA BABACIĞIM...

Son yazılarımı okuyanlar bilir, bir ilişki başlamadan bitti. 
Kısa sürede çok yoğun duygular yaşadık. 
Hani bir cümleye başlarsın da cümleyi bitirmeden karşındaki insan cümleyi tamamlaya veriyordur. Bir elmanın iki yarısı gibiydik. Öyle gelmişti. Bu da kısacık dönemde çok yoğun duygular yaşamamıza sebep oldu. 
Aynı zevklere sahip, benzer hayat düşüncesine sahip, çocuğuna aşık tek başına bakan bir baba ve tek başına çocuklarına bakan bir anne. Resme bakınca her şey çok mantıklı, çok yerli yerinde.
Bu resme bakınca;  duyguların neden bu kadar yoğun yaşandığını, hatta aşık olduğumuzu anlayabilirsiniz.
Şimdi ne mi oldu?
O evlendi..
Bir haftadır görüşmüyoruz ama arada yazışıyoruz. Aman yanlış anlaşılmasın "iyi misin" ; "iyim, ya sen".... şeklinde hatır sormalar. Bu mesajlaşma da zamanla azalacak, aylara, yıllara kadar düşecektir. Ben de kendi yoluma bakacağım. 
Her ilişkinin bir faydası var, acıtsa da. 
Böyle insanların olduğunu gördüm, hala aşık olunabileneceğini fark ettim. Çocuklarım küçük ve evlenmeyi düşünmüyorum. Evliliğe karşı da değilim. Aman diyeyim büyük laf etmeyeyim; hep radikal işler başıma gelmiştir çünkü. 

Bu sefer daha kolay mı atlatıyorum nedir:) Sömürmedik bu ilişkiyi çünkü, saygımızı bozmadık, anne-baba kimliğimiz hep birinci sıradaydı, belki de ondan....inşallah...

Fikret Kızılok...Ama babacığım...

Ağlamak çare değil...