29 Kasım 2015 Pazar

KENDİN İÇİN YAP

O'nu mutlu etmek için değil.
Anneni mutlu etmek için değil.
Ya da kardeşlerini, ya da çocuklarını, ya da akrabalarını, ya da arkadaşlarını.
Kendini mutlu etmek için yapacaksın bazı şeyleri.
İşte o zaman neşelenirsin.

22 Kasım 2015 Pazar

ESİN

Kasım ayı...
Bunalım ayı...
Kadın ne yapar bu mevsimde?
Değişiklik ister tabi ki...
Kıyafet, saç, sosyal yaşam...
Ben de iş çantamı değiştireyim dedim. Uzun zamandır kullanmadığım bir çantayı çıkardım sandıktan!
İçinde birşeyler kalmış. Onları temizledim.
Küçük mektup zarflarından çıktı bir tane.
Açtım, okudum.

"Mutlu yıllar canım, seni seviyorum" ESİN...

Düşün, düşün, Esin kimdi acaba, okuldan mıydı, yazlıkta ki Esin mi?
O bana çiçek göndermemişti hiç ama...
İnanır mısınız 10 saniye boyunca Esin kimdi diye düşündüm:)
Sonra yere oturdum gülmeye başladım.
Eşin, eşin, eşin... Ayol
Hani önceden eşin olan o adam var ya, O..
Bu kadar silmişim kafamdam, bir varmış bir yokmuş işte...

9 Kasım 2015 Pazartesi

AHH AHH .. BU ÇOCUKLAR BÜYÜYÜNCE YANDIM BEN!


Sabah çocukları okula bıraktım. Tam kapıdan çıkarken kapıda duran "Güvenlik Amca" beni durdurdu. Geçen gün benim sessiz olarak bilinen- ki bana sorarsanız hiç değil- elemanın vukuatını anlattı. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim? Olay şöyle gelişmiş:
"Öğle yemeğine inen çocuklar yemekhanede yerlerine otururlar. Yemeğe geç gelen benim çocuk, B ismindeki sınıf arkadaşının yanında başkasının oturduğunu görünce kıyameti koparır ve "ben onunla evleneceğim, çabuk yanından kalk" diye bağrış gürültü  oturan diğer çocuğu kaldırır. Yemekhanede herkes şok. Hele benimki sessiz sakin bilindiğinden öğretmenler , yemekhane görevlileri dumur olmuş.Diğeri zaten çok hareketli. Fırlama olan ne yapsa kimse şaşırmıyor zaten.
Güvenlikteki amca da haftasonu geçmiş unutmamış, koşa koşa peşimden gelip sabah sabah olayı anlattı. Önce güldüm. İşe gelene kadar arabada şapşik şapşik kendi kendime güldüm. Ve sonra...
Ergenlik dönemi, ileriki yaşlar.
Eyvah.. Ben bu çocukla ne yapacağım, ya hep böyle aşk meşk peşinde koşar da okumazsa...
Beni bir telaş aldı, sormayın...

8 Kasım 2015 Pazar

BİREYSEL AHLAK MI?

Hayattan herkes ne  istediğini biliyor mu gerçekten? Ya da ortamın getirdiği şartlar içinde, olması gerektiği gibi mi yaşıyoruz?
Herkesin dediği doğru mu gerçekten? Ya o doğrular doğru değil, yaşananların getirdikleri farklı ise.
Herkesin ahlak dediği şey, kime göre ahlak? Topluluk için de birbirini incitmeden yaşayıp gitmek mi?
Ya da onların saygı duyacağı şekilde başın önde ama gururlu ve mağrur biri mi olmak?Toplumsal ahlak mı, bireysel ahlak mı? Konu derin nitekim...
Biliyorsunuz Ex, evliliği düşünüyormuş. Yalnız yaşayamadığını, kurulu düzen istediğini.. falan filan..
Duyduğum an - ki öncesinde annemle çok konuşmuşluğumuz vardı evlenebilir hazırla kızım kendini diye- gerçekten boğazıma koca bir yumru oturmuştu. Burada ex'i sevdiğimden geri dönmesini beklediğimden değil üzülmem. Toplumsal ahlak nedeniyle üzülmem. Yaptığı şey yanlıştı, ahlaksızlıktı.. Çocuklarını bırakıp mutlu değilim diye giden, kurulu düzenini bırakıp şimdi kurulu düzen isteyen abuk durum yıkmıştı beni. Canımı acıtmıştı.
Birkaç kişiyle konuştum o olaydan sonra, hatta bu blogta sevdiğim bir blogger kafama taş bile attı yazdığım bir yazıda:)
Düşündüm, hala düşünüyorum. Herkes hayatıma devame tmemi söylüyor. Ben de ettiğimi sanıyordum, birçok kişiye göre etmiyormuşum? Hala bunu anlamaya çalışıyorum. O'nu geri istemiyorum ki, eskinin asla eskisi gibi olmayacağını biliyorum. Şimdilerde hatta eskide yaşadığım birçok zamanı mutlu olduğumu sanarak geçirmişim, kandırmışım kendimi.Bunları da söylüyorum kendime. Peki ben ne istiyorum, neden üzülüyorum zaman zaman? Neden kinleniyorum?
Hayatımı seviyorum, istediğim şeyleri yapıyorum, işimi, çalışmayı çok seviyorum.
Ne istiyorum, neden böyle hissediyorum biliyor musunuz?
Bana, çok fena tekme atıldı Ex  ve  o kadın tarafından. Aldatıldım, kandırıldım, duygularımla oynandı, yalanlar söylendi, gerçek sandığım şeylerin birçoğunun aldatmaca olduğunu öğrendim. Hayatımda ilk defa böyle tekme yedim. Yeni yürümeye başlayan ve koltuktan düşen bir bebek gibiyim. Bundan dolayı anlık duygusal pikler yaşadığımda buraya sözlerle döktüğüm duygularımdan suçluluk duymuyorum dostlar. Yaşanması gerekenleri yaşayıp, yoluma devam ediyorum sadece. Sizlerle anlarımı paylaşıyorum ve huzur buluyorum.Doğru ya da yanlış...

3 Kasım 2015 Salı

İYİ...ÜÇ HARF

İkizlerden biri ile sabah o tuvaletini yaparken konuşuyoruz, hatta dertleşiyoruz.
Bu sabahta dedim: "Canım bana işyerinde sürekli kızan, kötü davranan biri var. Sence nasıl davranmalıyım ben?"
Cevap:
"İYİ"...

Bu kadar işte..

Koca koca insanlardan duyamayacağın en olgun, en net, en olması gereken cevap.

Sonra adını sordu, söylemedim tabi. Isıracak gibi bakıyordu çünkü:)

1 Kasım 2015 Pazar

EVLİLİK DÜŞÜNÜLÜYOR...

Eh bu kadar sessizlikten anlamalıydım. Birşeylerin patlayacağını.
Evlenmeyi düşünüyorlarmış.
Ex bugün kızları müstakbel kayınvalidesine götürmüş.
Sabah anlamalıydım, alırken size bir sürprizim var deyip duruyordu densiz.
Allah muhabbetlerini arttırsın, ne diyeyim.

(Bir de kayınvalide bozuntusu, ikizlerden birinin saçlarını yandan örmüş, yetimler gibi . .sinir oldum..Hani yaşlı kadınlar ayaklarına halhal takarlar ya, tip tip. Gözümde öyle biri canlandı o saçları görünce.Hemen çözdüm tabi ki. Ne çirkin örmüş diye de söylendim durdum.)

PİYATES:)

Pilates yapıyorum. Tam tamıma 4 hafta olmak üzere...

Her gün 6:00 da kalkıyorum, 30&40 dakika çalışıyorum.Çocuklar uyanmadan, onlar uyanırlarsa beraber yapıyoruz. Ben gerçi onlara gülmekten pek yapamıyorum. Ailecek yerlerde yuvarlanıyoruz anlayacağınız.

Yalnız acayip tavsiye ederim.Vücudum çok esnedi, uzadım sanki. 1-2 kilo farketti. Migren gitti. Başağrısı yok, boyun ağrısı yok. Ve ruha acayip iyi geliyor. Öğlen işyerinde yapabileceğim bir yer olsa işte bile yapacağım neredeyse.

Spor bana iyi geldi nitekim, Tavsiye ederim efendim.

Bunlar da cicilerim:)

ŞAKA MIYIM? ŞAKA MISINIZ?

Biz evliyken herkes bizim evde toplanır, pazar kahvaltısı yapılır, akşamüstü balıklar pişerdi.
Büyükbaba, babaanne, bazen görümce ve çocuğu...
Şimdi neredeler mi?
Bilmiyorum.
Artık ben de kalmıyorlar, normal olarak.
Onları yanında istmeyen kızlarında kalıyorlar, çünkü görümcemin çocuğuna bakıyorlar. Ara sıra da evlerine dönüyorlar.
Geldiklerini gittiklerini bile bilmiyorum artık.
Yazın bir ara iyice kanka oluştuk 'Ex' ile. Kuzguncukta karşılaştım onlarla, ikizlerim de yanlarındaydı. Baba günüydü çünkü.Babaanne, görümce, görümcemin çocuğu, ex ve ikizler.
Yanlarına oturdum, kahve söylediler, kahve içtik birlikte. Hiçbirşey olmamış gibi.
Gerçekten de hiçbirşey olmamış gibiydi. Ben hala 'anne' diyorum, görümcemin çocuğu bana 'yenge' diyor...
Bizimkiler havuza gitmek istediklerini söylediler. Görümcenin çocuğu da gelmek istedi. E hadi bize gidelim, hep birlikte havuza girelim, dedim.
Şaka gibi.
Görümcem, ex, yeğen, çocuklar... havuz keyfi yaptık resmen. Babaanne balkondan bizi izledi. Eve geldik, lahmacun söylemişler, oturduk yedik birlikte.
Sonra üç çocuğu birden yıkadım tam bir gelin gibi. Sonra kahve faslı.
Gittiler.
Ne mi oldu?
O günden beri görüşmüyoruz.
Ex isterse biraraya geliyoruz, yoksa gelmiyoruz. Benim elimde değil ipler görüldüğü üzere.
Herkes ortama uymaya çalışıyor hiçbirşey olmamış, yaşanmamış gibi...
Şaka bunlar ya, vallahi şaka billahi şaka.
Bundan dolayı galiba gerçek dünyaya alışmam zaman alıyor, ve insanları hala tanıyamıyorum, kendimi de. Ne istediğimi bilmeyince de, baka insanların isteklerini yaşıyorum. sonra ne mi oluyor? Onlar isteklerini, seninle  yaşamak istemeyince boşluk oluyor göğsünde kocaman hem de...