28 Şubat 2015 Cumartesi

MEMEYİ BIRAKTIK BİZ...

Kızlar halen emzik emiyorlardı. Geçen sene bu dönemlerde götürdüğüm pedagog bu dönemde sakın bıraktırmayı denemeyin. Onlar zamanı gelince bırakacaklar. Memelerinden ayrılmak zor olabilir diye. Geçen zamanda bazen onları zorladım, bazen serbets bıraktım. Bazen ben kafaya taktım kızdım onlara " memeyi bırakmazsanız bir daha gezmeye götürmeyeceğim sizi diye..." sonra ne mi oldu. Vazgeçtim. Bir tek dişleri bozulmasın diye küçük hamleler yaptım onlara farkettirmeden. Mesela alışveriş merkezinde güvenlik görevlilerini uzaktan görünce hemen memelerini çantaya saklamalarını söyledim, sonra gezerken unutup hiç istemediler mesela... Sakız verdim, memelerini aldım ağızlarından. Sinemada yasak odluğu söyledim, böylece film izlerken memesiz izlemeyi öğrendiler. VE SÜRPRİZ.. Geçen akşam ikizlerden biri memeyi çöpe attı, sevmiyorum artık diye. Ve bıraktı:) Diğer ikiz de -daha düşkündür memeye- sadece uyurken almaya başladı ve gece kalkıp baktığımda ağzında olmuyor çoğunlukla.. Bu kadar işte. En sonunda kurtulduk galiba memeden:)

15 Şubat 2015 Pazar

IHHH SEVGİLİLER GÜNÜ... TIRT

Evet...Muhtemelen bekar anne olduktan sonra ilk geçirilen sevgililer gününü herkes merak ediyor. Dün ki sayfa ziyaretlerine bakınca da anlıyorum ki; benzer pozisyonda olan bir çok kadın belli ki bloğumu ziyaret edip, yazı görmek istemiş gibi geldi. Meraklandırmayayım o zaman.

OHHH... Sefam olsun. Çocuklar babaları ile beraberdiler. Cumartesi gecesi, bir de sevgililer günü olması itibariyle hoş bir akşam geçirdim. Gündüz öğle uykumu aldım bir güzel. Bayılırım öğleden sonra şekerleme yapmaya:) Ve takdir edersiniz ki uzun zamandır yapamamıştım. Akşamda sinema, aperatif yiyecekler vs. güzel bir film, biraz kitap... Dinlendim, çalıştım, kafamı dinledim afedersiniz birazcık. Bişey hissettim mi.. Çok özür dilerim bu ilk olduğu için hissetmedim. Zaten tahminimce geçen sen Cumaya gelen sevgililer gününü Ex sevgilisi ile öğle yemeğinde kutladığı için (tabi sonuna kadar inkar hep edildi);  cumartesi günü SAFTİRİK  Ben'in zorlamalarıyla zoraki gidilen neşesiz bir yemek ile birlikte benim için iyice içi boşalmış bir gün "SEVGİLİLER GÜNÜ" . İnanın bu ayrılma süreci ile beraber diğer evli arkadaşlarıma bakıyorum da, mutluyuz imajı vereceğiz diye ne yurtdışı gezileri kalıyor, ne de aralarında geçen banal diyologları kahve içerken araya sokuşturmaları. onları çok iyi anlıyorum. Ben de yıllarca kafamı kuma gömüp, evliyim, gül gibi kocam var, yanımda, iki çocuk vs. diyerek bunlarla mutlu olunacağını sananlardandım. Ama artık kızlar karşınızda mutlu olmak için erkeğe ihtiya olmadığını ve herkesin yaptığı standart şeylerin bir halt olmadığını anlayan "GÜÇLÜ OLMAYA ÇALIŞAN BİR KADIN" var:) Sevgilerimle.. IHHH Sevgililer günüymüş.. Tırt yani..

Yine de benim iki küçük sevgilim var: Onlar için de yandaki resimdeki sürprizi yaptım:) Daha ne olsun..

6 Şubat 2015 Cuma

KIZ GİBİ "KAHRAMANIM"


Bayıldım, bayıldım.. Şu Nil Karaibrahimgil'in reklam şarkısına bayıldım. Hep birlikte ikizlerle söylüyoruz.


       Yapamazsın sen deselerde
      Hem çocuk hem kariyer yaptıysam
      Oooooo Aaaaaaa
     O yılmayan kızlar gibi
     Oooooo Aaaaaaa
    Sönmeyen yıldızlar gibi

Kız gibi yap ol kahraman...

TEK BAŞINA...

Hiçbir zaman yemekhanede masasına oturulan kişi olmadım.

Hani böyle tek başına girdiğiniz ortamlarda, yalnız yemek zorunda kaldığınız yemehanelerde tek başına oturduğunuz koca masaya herkes bakar da kimse gelmez oturmaz ya. Benim hep böyle olur. Okuduğum dönemlerde yurtta kalırken gece yemekhaneye indiğimde de öyle olurdu. Yanlış anlaşılmasın. Arkadaşlarımla berabar isem tabiki böyle bir durum olmaz. Ama benim dediğim tıka basa dolu yemekhane, oturacak zar zor yer vardır. Yine de gelip oturmazlar yanıma. Neden mi?

Öyle bir dua ederim ki, "Allah'ım ne olur buraya oturmasınlar" diye.. Hiç sevmem yabancıları:) Gerçekten. Tek başına yemek yemeye de bayırılırım. Evliyken bile tepside herkes yattıktan sonra ya da herkes yedikten sonra mutfakta yerdim yemeğimi. Kalabalık yerde tek başıma kalmaya bayırılım:) 
Beyle işte....:) 


3 Şubat 2015 Salı

İNSANLAR, HAYVANLAR, FARELER!!!


İnsanlar…Surat yapanlar, arkandan konuşanlar,seni sevenler, seviyormuş gibi yapanlar, kıskanıldığını sananlar, kıskananlar,aynı seviyede olduğunu sananlar, kültürsüzler…
Aslında neyi anlıyor ve görüyorum biliyor musunuz. Tek dostum  “BENİM”. 
Hedefim daha az konuşmak, daha az dertleşmek, susmayı öğrenmek, kendime yetebilmeyi
öğrenmek. Boşanma arifesinde o zayıf anında, zayıf yanını gören insanlar isteyerek ya da istemeyerek zaman içinde seni kullanıyorlar kullanmak istiyorlar. Nedir bunlar: Onlara itaat etmeni isterler, yanlış düşündüğü anlarda da onların yanında olmanı beklerler, yoksa ihanet etmişsindir. Sana seni kırdıklarını düşünmeden istediklerini söyleyebileceklerini hak görürler, senin rencide olman önemli değildir, çünkü zaten boşanma arifesinde  yeterince rencide olmuşsundur. O da bir tanecik yapsa ne olur, değil mi? İstedikleri gibi somurturlar senin minnettar duygularını kullanırlar. Ve çoğu da bunu farkında olmadan yapar.
Onları yine de suçlamıyorum, kötü niyetli değiller, psikolojinin getirdiği davranışlar bunlar.



 Bundan dolayı etrafınızdaki arkadaş, dost, aileden kim varsa asla sonuna kadar herşeyi paylaşmayın, ya da paylaşmayın yaw. Gidin internetten tanımadığınız sizden çıkarı olmayan biri ile dertleşin. İlla içinizi dökmek istiyorsanız...