13 Ağustos 2015 Perşembe

KADIKÖY KAFELERİ

Kadıköy'ü üniversite zamanlarında çok severdim. Ama şimdi sadece midye, kokoreç yemek, biramı içmek, birazda balık pazarında gezmek için gidiyorum. Bir de yemeküstü Balyan pastanesi tabi ki:) Hele yaz günlerinde bahçesindeki keyif inanılmaz geliyor bana. İnsanı şehrin kalabalığından uzaklaştıran bir yer. Tabi orada tatlı ne yenir derseniz; "Kup Griye", hafiflik ve ferahlık veriyor resmen...Kadıköy'ü neden mi sevmiyorum artık? Kilim desenli sıra şeklindeki oturma yerleri olan kafeleri, restaurantları hiç sevmiyorum. İçim kararıyor. Ya da Kadıköy doğma büyümeli gençlerin annelerinin evinden getirdikleri koltuklarla açtıkları mekanları,kafeleri hiç mi hiç sevmiyorum. Üzerindeki yaşanmışlıklarla o koltuklara oturmak bir garip geliyor bana. Oymalı oymalı:( Ben sevmiyorum bunları işte. Kendileri gibi olmadıkları için belki de.. Hepsi birbirinin kopyası, yemekleri hizmetleri aynı.. Ama farklı olmak için birşey yaptıklarını sanıyorlar.