30 Haziran 2015 Salı

SELAM OLSUN


SELAM OLSUN…

#Deli Anne# nin Selam ile ilgili şu yazısına istinaden bugün işyerine gelir gelmez selam vermeye o kadar dikkat ettim ki. Pür enerjili koca bir Günaydın dedim… Ve POOFFF. Birkaç kişiden yarım ağız günaydın aldım, bir kişinin sanki sesi daha yüksek çıktı,  brikaç kişi ise kafa kaldırmadı bile.
Olmadı. Ben her zaman Selam vermeye özen gösteren bir insan olarak karşımdan bu nezaketi görmediğimde bütün günüm eksik geçiyor gibi geliyor. Benkarşımdakine saygı gösterip, enerjimi yönlendirirken, karşı taraf bana sadece negatif enerjisini hediye ediyor. Bu haksızlık.İnsan da heves kalmıyor ki? Düşünün sabahleyin evden çıkarken iki harika, dünya tatlısı (maşallah) çocuk üç defa yanaklarımdan öpüyor, arkamdan “anne hoşçakal” diye el sallayıp öpücük gönderiyor. İşe geliyorsun “BETON”..
Glaiba insanlar artık sürekli birbirlerini görünce nezaketi mi unutuyorlar? Birine “saçın güzel olmuş” diyorsun, yanlış anlıyor, cevap vermiyor.. Birine başka bir şey.. Güzel şey söylemek bu kadar mı zor karşındaki insana. Ya da söylediğinde bir teşekkür etmek. Ama canı gönülden yarım ağızla değil. Kimse  kimsenin suratını çekmek zorunda değil ayrıca. Ve senin bu yaptığın bana, ne olmuşsa olmuş nezaketsizliktir. O zaman sizin samimiyetinizden şüphe ederim ve dostluğunuzdan ve arkadaşlığınızdan. Demek ki sizler “ GERÇEK DEĞİLSİNİZ”… PÜFFFFF
 

22 Haziran 2015 Pazartesi

ANAAANEE EVİ

Geçen hafta izinliydim. şehirdışına çıktım ilk defa ikizlerle.Ben kullandım arabayı ... Yavaş yavaş 3.5 saatte vardık:) ne kadar iyi geldi , anlatamam. Uzun yolculuk benim fobimdi. Hiç şehirlerarası araba kullanmamıştım ve bir ay öncesine kadar köprüyü bile geçmemiştim. Bunu başarmış olmak iyi hissettirdi. Ikizler çok eğlendi anneanne evinde. Sokakta oynadılar, denize girdiler, akraba ziyareti yaptılar. Değişik geldi onlara. Sokak görmedikleri için, annemin oturduğu koca mahalleyi site sandılar. Diyolog şöyle " anneeee biz annaaanenin sitesinin bahçesinde oynayabilir miyiz." :) eh sokakta oynama keyfini alınca hiç gelmek istemediler içeri. Bir de markete gittiğimiz de yoldan geçen at arabasına " anneeee at! Bak ne güzel araba" deyip bizim esmer vatandaşlara da öpücüklerle el salladılar:)  Tabi esnaf bu uzaylılar da kim diye bakmadı değil.  Olsun , nitekim süperdiiiii:)

13 Haziran 2015 Cumartesi

KALMASINLAR...

Kalmasınlar bu akşam sen de... Kalmasınlar. Üçünüz aynı yatakta yatsanız bile, kalmasınlar işte.. O da orada biliyorum. Benimle olması gereken anıları çalışyorsunuz benden. Çocuklarımı nefret ettiğim biriyle paylaşıyorsun, anneleri ile olacağına. Bunun nekadar acı verdiğini bir gün anlarsın. Aslında, tam tersi benim de öyle bir durumum olur ve ne kadar yıkıcı, kalbinin mengene ile sıkıştırılmış olduğunu hissedersin. Kendimi yenilmiş hissediyorum. Bu adamı istemiyorum. Sadece çocuklarım oradayken çok kötü oluyorum. Kabullenemiyorum. Çocuklarıma o kadının dokunduğunu, onları beslediğini, güldürdüğünü.. Allah bu duruma kimseyi düşürmesin. O kadar yıkıcı ki..Ne olursunuz durun artık.

8 Haziran 2015 Pazartesi

İKARUS

Ateşe uçan ikarusları bilir misiniz? "O" ateş ben "İKARUS"... Kaçmalıyım, Bitirmeliyim. "ATEŞ" beni yakmadan uzaklaşmalıyım.
Bu akşam içiyorum. Uzuuuun zamandan beri sebebi ilk defa "EX" değil.
Evet "ANNEYİM", "BEKARIM". Duygularımı da bu dönemde çöpe atmadım ya. Attığımı sandım ama atmamışım. Atamamışım. Katılaştığımı sanmıştım.Ama salaklık baki işte... Soruyorum dostlar eski insanlar nasıl yapabiliyormuş. Kocaları öldüğünde hayatlarını sadece çocuklarına adayan o "KUTSAL ANNELER"var ya.. Onlar geceleri yastığa başına koydukarında nasıl uyumuşlar, hiç hayal kurmamışlar, hiç başkasını özlememişler mi? Keşke duygularımı silip şu iş hırsımın önüne geçirmesem onları. Galiba tam burcuma uygun bir şekilde "DENGESİZİM" . Ne istediğimi ben bilmiyorum, bilen varsa da beri gelsin.
Özlüyorum...
Özlüyorum...
Hem de çok...
Özlüyorum...
Akşam yatarken yanımda birinin sıcaklığını.
Cumartesi kalktığımda içimde ki ateşi söndürecek birini.
Ailecek yapılan planları.
El ele dolaşmayı.
İki kişi sinemaya gitmeyi.
Seçimleri konuşmayı.
İş yerinin dedikodusunu yapabileceğim kişiyi.......

ŞİMDİ BANA KAYBOLAN YILLARIMI VERSELER... (eveeeet Sezen Aksu elbette ki.)

Duygularıma yenilmeseydim; şu an üniversitede  Profesör olarak öğretim görevlisiydim ve sünepe kılıklı başka bir öğretim görevlisi ile evli olup, okul lojmanında takılıyor olurduk.... Şimdi buna keşke diyorum ya.. İyice manyamışım  (Ne Türkçe ama!) !!!

4 Haziran 2015 Perşembe

MİGREN

Bir projeye dahil oldum işte... Canım çok sıkkın, vakit yok. Tatil hiç yok!!!  Deli gibi iş var. Kafayı yemek üzereyim. Baş ağrısından uyuyamıyorum. Düşün düşün düşün... Offff.. Tek derdimiz bu olsun. Boşver kızım! Bunu diye diye mala bağladım. Migrenden doğru düşünemiyorum artık!!