31 Ocak 2015 Cumartesi

YASTIĞA SARILMAK

Evet..Canım sıkkın. Sabahın köründe ağlayarak uyandım. Hani gözyaşların sular seller gibi akar ya. Ama hıçkırık sesi olmaz. Sadece çeşme gibi akar o gözler. Şu an öyleyim. Yazarken de. Rahatlamak için yazıyorum. Unutmak için. Ha pardon yanlış anlaşımasın Ex ile hiç alakası yok. Aklıma bile gelmedi.
Konu; işyerinde yöneticimin canımı çok sıkması. Herkesin önünde söylediği  bir cümle kullanması. Bana talimat vermesi, Ve bunu söylerken sadece hissettiği, gerçeklere dayanmayan bir duruma istinaden bunu yapması. Sonrasında ekip arkadaşım gidip neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda da öyle hissettim demesi.. Anlayacağınız yanlış anlaşılmalar hala hayatımı kötü etkiliyor:( İnsanlar egolarını tatmin etmek için ya da ben yöneticiyim demek için ne meraklı imiş..İnsanların kalplerini kırmak ya da kişiliklerini rencide edecek davranışlarda bulunmak ne kolay geliyor bazen. Güçlüyüm ezerim havasında herkes.

Kırmızı yastığıma sarılayım ben yine müsadenizle:(


25 Ocak 2015 Pazar

ABSÜRD HAFTASONU!

Hayattan yenen kazıklar mı? Gel bana geeeelll….
Absürd bir haftasonu. Anlamsız, kelamsız, mutlu anları az, boşşşşş.
Başkalarına gereksiz ayrılan vakitler. Keşke yalnız geçireceğim bir haftasonu olsaymış. Sakin, huzurlu, kitap dolu, Freud dolu.
Bu arada haftasonunun en iyi şeyi Freud’un bulduğum bir kitabıydı. İlaç gibi geldi.
Söz mü kızım? SÖZ. SÖZ.SÖZ.
Neyin SÖZ’ü mü?:

“Üç kuruşluk adama beş kuruşluk değer vermeyeceğim”

19 Ocak 2015 Pazartesi

YANLIŞ ANLAŞILMALAR...

Hayatta belki de en çok başıma gelen şeylerden biri yanlış anlaşılmalar. Saflığımdan mı yoksa ötekileştirmiş miyim kendimi insanlardan bilemiyorum. Tanıyamıyorum bazen davranışları. İş yerinde bile en ince detayda yapılan konuşmaları anlarken- ya da çakarken- bazen herkesin bildiği birşey de dumur olabiliyorum. Arkadaşlarım bile şaşırıyor.
Mevcut durumda görüyorum ki düzenim bozulmasın. Kendimde keşfettiğim şeylerden biri daha. Alışılmışın dışına çıkamamak, alışkanlıklardan uzaklaşamamak. Eskiyi özlemek te dahil bazen. Aman yanlış anlaşılmasın. Ex'i özlemekten bahsetmiyorum. Örneğin, pazar sabahı yapılan aile kahvaltısı, dışarı mutlaka çoluk çocuk ailece çıkmak, birilerine hep fikrini sormak, ya da kıyafet alırken yakışmış mı diye soracağım bir kişinin olması gibi. Yoksa O'nun kişiliği itibariyle ya da yaptıkları itibariyle gözümde pek bir değeri kaldığını söyleyemem. Burada şuna dikkat çekip itirafta edeyim. Yalnızlıkta insanın zaafı depreşebiliyor. Doğru olmadığı için, kendimi değersizleştirmeye artık hiç gelemeyeceğim.  Kendimi frenlemeyi de öğreniyorum.Boşanma sonrası hangi aşamadır bilemiyorum. Psikologların dediği belli aşamalar var ya: "İnkar etme", ""Yas Dönemi", "Kabullenme"... VEEE HAYAT DEVAM EDİYOR:)
İşte.. Sanıyorum ki ben hayatımın bir kısmında YANILSAMALAR yaşamışım, yanlış anlaşılıp, yanlış anlamışım. Şimdi gözümü açıp görme zamanı diyorum. Boşa geçirecek vaktim yok, kayıp zamanım hiç yok. Çünkü ben bir anneyim, gerekirse zamanın suyunu çıkarıp 24 saat hizmet edebilirim:)

13 Ocak 2015 Salı

DAHA DAHA DAHA...


2015 hızlı başladı, İş hayatım oldukça yoğun. Ex gelip gidiyor,ikizleri  görüyor.Kardan evde mahsur kaldı çocuklar. Eve gelip gidince babaya tekrar alışmaya başladılar. Ama sabahleyin ikizlerden birinin sinir krizi ile yanlış yaptığımızı düşündüm ve ex ile paylaştım. Çocuklar galiba yanlış fikirlere kapıldılar ve tekrar biraraya geleceğimizi düşündüler vs. gibi. Ex'e gelmemesini, haftaiçi birgün, ve haftasonları olarak rutine bindirmemiz gerektiğini söyledim. Yazdım yazdım. Tek kelime cevap geldi "bakalım". Öküz diyeceğim bir arkadaşım alınaca;k ama tam duyarsız bir öküz işte.Hala O'nu istediğimi düşünüyor herhalde ama durum şöyle: Daha çok alışıyorum uzak olmasına. Araya mesafe girdikçe bazı şeyleri daha net görüyorum. Daha çok kendimi bulmaya başladım. İşimi daha çok sevdim. Yapmak istediklerimi görmeye başladım.Ve evde futbol yok artık. Sevdiğim bir takım olmasına rağmen, ardı arkası kesilmeyen yorumları izlemekten gına gelmişti. Ohhhh, rahatlık gibisi var mı, özgürüm, özgürüm, özgürüm:)
Aynen böyle hissediyorum ve iyi geliyor böyle hissetmek.



Not: Ben de birçok blog okuyorum, paylaşımlarda bulunuyorum, başkasının hissettiği şeyler yakın geliyor ve ben de hislerimi paylaşıyorum. Sonuçta burası blog, günlük. Hiçbir kaygım yok, hiçbir amacım yok. Hissettiklerimi yazıp rahatlamak istiyorum sadece. İdol olmak değil derdim, ya da benim gibi boşanmış annelere öüğtler vermek gibi mesaj kaygım yok. Bu kadar işte.
 Bundan dolayı sevdiğim ;xCoach Incompréhensible un son günlerde başına gelenlere üzüldüm. O'nunda benim gibi ticari kaygısı olmadığını düşünüyorum? Bilemem gerçi, ama hırçın bloggerlardan Allah beni korusun. Ne çetin bir dünyaymış. Ben birinci olacağım, ben birinciiiiiiiiiiii.

Öpüldünüz efem:)

Not2: Bundan sonra daha kısa yazacağım bir de...

4 Ocak 2015 Pazar

TEK BAŞINA GEZMECE...

Ağva'ya gittim ben, tek başıma onca yolu bir başıma BEN araba kullanarak gittim:) Maceralı idi. Planlamadığım bir gezi oldu (öncesinde arkadaşlarla plan yaptık ama onlarla olmadı:( ).

Nehir kıyısında bir restauranta gittim önce.

Aşağıda resmini gördüğünüz güzel şöminenin başına oturdum.


Sonra burası yandı:(

Gerçekten ... Şöminenin bacasını temizliyormuş iki saf, içine bezi düşürmüşler galiba, o alev almış, Her taraf birden duman oldu. Hortum tutttular falan, ben çıkarken en son itfayiye çağırıyorlardı. İşte araştırmadan, bilmeden gelirsen böyle olur.

Neyse ki arkadaşım (ki kendisi bu yazıyı okuyunca O'ndan bahsettiğimi anlayacaktır), yönlendirdi de, hatta "Sen Ağva'da değilsin" diyerek beni şehrin merkezine doğru mesajla kovaladı "Çık oradan çabukk":) der gibiydi.

Böylece günün geri kalanını kurtadım da, çok keyifli bir gün geçirdim. En keyif aldığım balık yediğim restorandı öncelikle, nehirle denizin birleştiği yerde. Ve sonrasında da Şile-Ağva arasındaki orman yolu. Muhteşemdi. Anlatamam.
Alın bir kare daha...





1 Ocak 2015 Perşembe

LAPİN'den YENI YIL MESAJI

Ikizlerimle sade bir yılbaşı geçirdik. İşten geç geldim, geldiğimde ex evdeydi. Bizimle oturdu yemek yedi, sonra annelerine gitti, yılbaşı geçirmek için.Ne doğrudürüst konuştuk ne de birbirimize iyi seneler diledik. Ikizler geç yattılar, ben de geceyarısını görüp, yeniyıla merhaba deyip yattım. Piyangodan 50 TL çıktı, ona sevindim:) 2015 daha hayırlı olsun ve O'nu unutayım diye dua ettim.

İşin aslı dostlar bazen ne kadar güçlü görünsem de, atlatmış görünsem de atlatamadım bazı şeyleri. Beni karısı olarak görmemesi, misyonumuzu doldurduk demesi hala çok ağır geliyor. Itiraf ediyorum: çok sevdim, vazgeçememesine çok sevdim O'nu. Saplantılı şekilde hem de. Zaafım oldu hep. Bana küçücük bir ilgi gösterdiğinde "lapin" gibi atladım hep. İstediği zaman gelip gitmesi benim hep O'na bağlı kalmama neden oldu. Ben hep bir kenarda zor zamanda istediğinde elde edebileceği zayıflıktayım O'na karşı.Malesef...Bunu atlatmam ve unutmam için Allah'a dualar ediyorum, hergün...2015 kararlarımdan biri de bu. Unutmak için and içtim, bencilce de olsa sadece kendimi düşünüp O'ndan korunmam için ne yapacaksam yapmaya karar verdim. Bunun için de;
1- O 'nun mesajlarına cevap vermeyeceğim,
2- Eve kızları görmeye geldiğinde hemen evden çıkacağım, birlikte vakit geçirmeyeceğim.
3- İçipte salak salak mesajlar, mailler döşemeyeceğim,
4- Eski zamanları hatırlatan resim, obje vs. barındırmayacağım, görürsem yok edeceğim.
5- Ailesi ile min. ilişki kuracağım.
6-Özel hayatını merak edip kafamda kurmayacağım,
7- Kimsenin günahını almayacağım ve O'na acıyacağım, çocuklarından uzakta olduğu için.
   O'na göstereceğim tek merhamet duygusu da bu olacak.
 Böeyle işte...

2015 tekli yıl, her zaman daha iyi geçer:) Benim öyle oldu.Umarım sizlerin de öyle olur.
Sevgiyle kalın, mutlu kalın, insan kalın...