Yazıp ta yayınlamadığım taslaklardan biri...
Geçmişi unutmamak lazım ve unutturmamak (kendime).. Tarih: Ekim 2014
Mayıs ayında boşandık. Ben ayaklarımın üzerinde dik durdum, çocuklarım için güçlü olmam gerek dedim. Ailem arkadaşlarım destek oldular. Sağ olsunlar hep var olsunlar inşallah. Bu güçlü durmam, onu sallamamam ve hayatımın kalanına odaklanıp mutlu olmaya çalışırken, o ne yaptı. Sonradan itiraf ettiği gibi bu durumumu kıskandı ve barışmak istediğini bensiz yapamadığını söyledi. Hemen evlenmek istedi. İnanamadım, kovdum, hakaretler ettim. Yine peşimi bırakmadı. Bayramda ailesi ile bir araya geldiğimizde söz verdi. Çok büyük hata yaptığını burnunun sürtüldüğünü, yuvaya geri dönmek istediğini.. falan filan. Neyse bu ikna çalışmalarından sonra, çocuklarım için bir kere daha deneyeyim, dedim. Ailemin de onayını aldım ve denemeye başladık. Ev tutup bir sürü eşya almıştı. Onları evimize getirmek istedi. Tamam dedim. İyice birleşmiştik, çocuklarımız için bu evliliği kurtarabilirdik belki... Evleri birleştirdik, eşyalar geldi eski eşyalar gitti Falan filan. Taşınmanın olduğu hafta sonu hemen değişmeye başladı. Pazartesi de geldi, ben yapamıyorum dedi. Beni incitecek laflar söyledi. Ben de ona. Ve iki gün sonra gitmek istediğini söyledi evi terk etti. Ailesi geldi, konuşmalar vesaire.. Anlam veremedim olanlara. Ama geçti, yine kendimi toplamaya başladım. Kalbim artık o kadar un ufak olmuş ki, toplarken cam kırıkları gibi elime battılar bu sefer , çok ağır geldi. Neyse, ben yine hayatıma bakmaya devam ettim bir gayret. arkadaşlarımla gezmeye başladım.Bu sırada çalıştığı şirket kapandı.İşi iyiydi ama işsizlik onu iyice bunalıma sürükleyebilirdi. Tekrar yaklaşmaya başladı. Mesajlarla tacizler, hemen evlenelim'ler... Dalga geçtim, ti ye aldım umursamadım. Ama için için de böyle dönüp gelmesi gururumu okşuyordu sanki. Ona göre her yerde ben varmışım falan filan. Ehh kadınız; iyi geldi bu laflar. Arada yumuşamalar başladı. Öncesinde hiç muhatap olmuyordum ama eve gelip çocuklarla oynamaya başladı. Onları uyutmama yardım etmeye başladı.Sinsi bir virüs gibi içeriden beni yiyordu. Sürekli " beni seviyor musun?, sevmiyorsun dimi artık..." vs. Nasıl güveneyim sana dedim, şamar oğlanına döndürdün beni. Yuvam dağılmasın, çocuklarımın başında babaları olsun , eski günlerin hatırına başka kadın olayını görmeden yuttum her şeyi. Yuta yuta karnım oldu kocaman, boynuzlarım Ay'a değmek üzere. Hadi dedim, doğru karar vermek için; önce senin ne istediğini iyi bilmen lazım eski kocacım dedim. Psikologa götüreyim seni kabul mu? Kabul. İlkinde çoluk çocuk hep birlikte gittik, doktor ilaçlara başladı hemen. Hala gidiyor devam ediyor. Ama bu arada ne mi oldu? Haftasına benim bu eve sürekli gelmem, kalmam doğru değil dedi. Eyvallah dedik. Herhalde dedim psikolog çocuklar için bu karar aşamasında böyle söyledi. Tabi benim gibi salaklar iyimser düşüne dursun dimi.Haftasına ev tuttu kendine. Hooop ne oluyorsun dedim. Aldığın kararları paylaşta bir zahmet biz de bilelim. Ayıptır artık dedim. Dedim de dedim. Meğer dostlar kadınla barışmış. Beni aldattığı kadınla, Bu arada gelip gitmeleri hep ondanmış. Hatta ikizlerimi bile bana sormadan tanıştırmış geçen gün. E tabi ikizler öttü hemen. Ahhhh bir tepem atmış. Açmışım telefonu bir güzel burnundan getirdim. Eve geldi akşamına . Bütün kalan eşyalarını çöp poşetlerine doldurdum, kapının önüne attım, defol git dedim. Hakaretlere başladı her zaman ki gibi. İki tane de suratına Osmanlı Tokatı çaktım, Anca gidersin dedim.
Çok yoruldum çooook. Bıktım usandım. Hakaretlerden, kullanılmaktan, kendi salaklıklarımdan. Nitekim dostlar içim çok buruk, ağzımın tadı yok. İnancım tükenmiş insanlara . Ama bugün ikizlerimin okulunda cadılar bayramı kutluyorlar. Turuncu giydirdim onları , Bal kabaklarım onlar benim. Aşklarım işte onlar. Hayatımın yegane gerçekleri. Onlar içinde bugün işe gelirken dua ettim bol bol. Çocuklarımın başından eksik etmesin Allah beni. Onlara sağlıklı, huzurlu mutlu büyüme ortamı sağlamam için de bana güç kuvvet versin. Amin.
30 Ekim 2014 Perşembe
27 Ekim 2014 Pazartesi
Şaşkın LÜÜFERR!!!
Evliyken, kayınpeder kayınvalide bizde çok kalırlardı. Şimdi
de isterlerse her zaman başımın üstünde yerleri var. Onlarla gönül bağım farklı
çünkü. Hele babamı küçük yaşta kaybettiğim için, kayınpederimin yeri ayrıdır.
Severim kendisini. Hele memleketli olması daha da bir hoştur.. İşte böyle biz
hep birlikte iken,pazar günleri bu sonbahar dönemleri özellikle- bizim evde
güzel balık sofraları kurulurdu. İkizler salonun ortasonda oynar, biz de balıkları
çaktırmadan ağızlarına sokardıkJ
Sofrada rakı, şarap ve bira ... Kayınpeder eski hatıralarını anlatır ,
bayılrıdım onun anlattıklarını dinlemeye , aynı şeyleri tekrar tekrar dinlerdim
. Hele Van’da kaldıklarında oradaki hikayeleri anlatırken onların şiveleriyle anlatmaları , sevecen,
insancıl ...Büyük insanların anılarını dinlemeye bayırlırım zatenJ Üzerine de fıstıklı tahin helvasıJJJ Offf ne keyif
olurdu. Masayı topladıktan sonra, kendime az biraz şarap ayırır onu keyifle
içerdim sakin sakin... Mutluydum ya. Hayatta en keyif aldığım, aile olduğumuz
hissettiğim anlardandı bu balık geceleri....
Şimdi mi... Dün öğleden sonra kızların babası geldi, onlarla evde vakit
geçirmek istedi, ben de dışarı çıktım. .Gezdim dolaştım, akşamüstü geldim..
Kızlara yemek hazırlamaya başladım velakin.. Kibarca sordum sen de ,ister
misin? “Yok ya babam arayıp duruyor balık yapacakmış.. şimdi gideceğim “ dedi.
Bir yutkundum, bir kez daha yutkundum. Gitti.. Balık yemeye gitti. Mutfakta
kızlara hamburger hazırlarken, bir ağladım bir ağladım, açtım musluğu kızlar
sesimi duymasınlar diye... Balık için ağladım resmenL Sonra boşver be kızım dedim..
koy d.t.ne gitsin.. Hamburger yaptım kızlara .. Onlar da ilk defa sonuna kadar
herşeyiyle bir yediler :) Nasıl mutlu oldum. Keyfim yerine geldim. Bir de yorulmuşlar
erkenden bir uyudular. Ben de kendime hamburger yaptım. Bir bardakta kırmızı
şarapJ
Keyfim yerine geldi.. Bir daha da balık için ağlarsam ne olayım dedim..
Gideceğim, boğazda kendime lüfer ısmarlayacağım işte..
Hıhhhh...
20 Ekim 2014 Pazartesi
Soyismi Değişikliği...
Neden ben mağdurmuşum gibi
davranılıyor. Boşanmanın bence en aşağılayıcı en ayrımcı en küçük düşürücü olan
şeyi nedir bir kadın için biliyor
musunuz? Tek bir şeydir o da…Kadının soyismi değişikliği.. Bunun dışında
hiç..!!! Bir de devlet bunu
tüm dünyaya duyurmak için, elektronik devlet olmuş ya! Tüm sistemlerinde
yememiş içmemişler güncellemişler. Her yerden bu değişikliği pöööörrtletiyor
karşıma. Seçim kağıdında, ssk da, vs... Eskiden bir evrak üst kattan alt kata 6
ayda inerdi. Ne güzel günlermiş meğersemJ Eski kocalar hala
işyerlerine evliyim diyebiliyorken ben
bunu heryerde güncellemek zorunda mıyım?
Yaşadığım en sıkıcı durumda şöyle
oldu: Geçenlerde iş yeri hekimine ilaç yazdırdım. Tabi ki şirkette bilinen
soyismimi verdim. Heryerde olduğu gibi bizim şirkette de vah vahçılarla, ne
oldu neden ayrıldınız diyen sanki ailemin birinci ferdiymiş gibi özelime
karışabileceğini düşünen densizler var.. Neyse, bugün şirketin anlaşmalı
eczacısının kalfası gelmiş, sekreterya da ağzını yaya yaya “soyisim değişikliği
olmuş herhalde.. doktora yazdırırken bir daha o soyismini verin.. sistemden
bulamadık” llleeeen...!!! kadınn kadın.... o yayvan ağzını ıslak laylon terlikle
döverim.. haberin olsun.. dedikodunun kol gezdiği sekreterya bölgesinde öyle
konuşulur mu densiz.. Daha ne diyeyim..
Ama benden boşananlara tavsiye konuyu
milletin ağzına tıkmak istiyorsanız , hiçbirşey olmamış gibi “olur canım” deyip
oradan topuklamak elzemdir. Bu arada olayın olduğu gün doğum günümdü, sabah ta
ex şirkete gül göndermişti.. Anlayacağınız milletin iyice kafası makara olduJJJ
Ha.. o güller ne oldu dersiniz? Soldu ..soldu..soldu...vee çöpü boyladı:):):):)
Ha.. o güller ne oldu dersiniz? Soldu ..soldu..soldu...vee çöpü boyladı:):):):)
8 Ekim 2014 Çarşamba
Grafiker mi!!!
Benden uzak dursunlar. Bu grafikerler bende uzak dursun anacım.. Muntazam olacak muntazam olacak diye diye. Benim taslağım böyle değildi diye diye ..telefonda kafamı ütüledi...bu nedir ya.. Hem projenin asıl sahibi olsun hanımefendi hemde hiçbir çalışmaya "çok yoğunum" diye katılmasın.. Sonra da taa 6 ay önce yaptığı taslakla ahkam kessin. Biz o taslağın üzerinden kaç tane toplantı yaptık hatta sende katıldın, değişiklikleri ben k.ç.m..mı uydurdum şimdi beğenmiyorsun?Hııı? Sorarım size dostlar ben bu kişiye sinirlenmeyeyim de ne yapayım? Ben de bir güzel" bu projenin asıl sahibi sizsiniz.. şu şu toplantı odasında danışmanlarla çalışıyoruz, buyrun gelin burada fikirlerinizi paylaşın" demişim çok mu (e tabi arada başka sert sözlerim de olmuştur)? Bekar Hanım beni azarladı diye kosssskoca kadın sen git direktörüne şikayet et.. Güleyim mi ağlayayım mı, bilemedim. Neyse ki direktörle konuştuk , benim niyetimi anladı.Amacım üzüm yemek bağcıyı dövmek değil, iş yürüsün.. Direktörle de aram fena değildir. "O çok naif, kırılgan, sen birazcık alttan al falan filan" neyse hanımefendi geldi yine çok yoğunmuş bugünkü çalışmaya katılamayacakmış, surat düşmüş.. Ne diyeyim ben Allah'ım.. Bilemedim. Evet insanları kırmakta istemiyorum ama burada da sizin enayiniz yok.. Hiiiç kusura bakmayın. Emeğimi yedirtmem yani.
Moliere mi???
Moliere'in di galiba..İnternette aradım metni ama bulamadım malesef:(
Üniversitede tiyatro kulübünde çalıştığımız kitapta bir metin vardı. Gölcük depreminde askerliğini yaparken rahmetli olan çok değerli bir arkadaşım vardı. Bu akşam rahmet istedi demek ki... Yattığı yeri malesef kimse bilemiyor, kayıp oldu ve bulunamadı:(
O'nun o kitaptan okuduğu bir metin vardı; evirip çevirip, değiştirip cümleyi felsefe yapardı:
"Başka adamların başka karılarını aldatan çok adam gördüm ama benim gibisini görmedim"
"Başka kadınların başka kocalarını aldatan çok kadın gördüm, ama benim gibisini görmedim"
Seviyorum kelime oyunlarını...
Üniversitede tiyatro kulübünde çalıştığımız kitapta bir metin vardı. Gölcük depreminde askerliğini yaparken rahmetli olan çok değerli bir arkadaşım vardı. Bu akşam rahmet istedi demek ki... Yattığı yeri malesef kimse bilemiyor, kayıp oldu ve bulunamadı:(
O'nun o kitaptan okuduğu bir metin vardı; evirip çevirip, değiştirip cümleyi felsefe yapardı:
"Başka adamların başka karılarını aldatan çok adam gördüm ama benim gibisini görmedim"
ya da
"Başka kadınların başka kocalarını aldatan çok kadın gördüm, ama benim gibisini görmedim"
Seviyorum kelime oyunlarını...
1 Ekim 2014 Çarşamba
GARİP!!!
Garip’in iki anlamı var. Bir insanın garip hali. Hani derler
ya “vah vah çok garip olmuş, gariban olmuş diye”. Diğer bir anlamı da; anlam yükleyemediğimiz konulara “garip” dediğimiz anlamı. Bir insan bu iki anlamlı
hali de yaşar mı. YAŞAR , yaşar. Anlayacağınız garip kelimeleriyle dolu
günler yaşıyorum. Her iki, anlamında da...Artık ben yazıp da afedersiniz sizin de beyninizi ütülemek istemiyorum :(
Asıl; yaşadığım gariplikleri anlatmak yerine güzellikleri
paylaşayım artık sizlerle.
Haftasonu bir eğlenmişim, bir gezmişim sormayın. Kıs kısa
başka bir şehri gezmeye gittik. Aynı yataklarda mı yatmadık. YattıkJ Otelimiz yakışıklı
subaylarla mı kaynamıyordu.KaynıyorduJ
Tabi benim gibi sabah kuşu olmayan diğer arkadaşlarım bu güzelliklerin
bazılarını kaçırmış olabilirJ
Allah’ım ya tatil de de 06:30 da kalkılır mı? Huyum kurusun işte.. Gün kaçacak
diye erkenden kalkıyorum. Kalkmakla da kalmıyorum en geç 08:00 de hepsini
arayıp cepten bir güzel de uyandırdım mı! UyandırdımJ Değişik yerleri gezip,
çimenlerde mi yuvarlanmadık! Yuvarlandık.
Aha da o çimenlerin resmi işte...
Eh.. bilen de bilir:) burası neresi ???
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)