27 Kasım 2014 Perşembe

ÇOOOK ESKİDENDİ-II

Yazıma ithafen; ben bugün o arkadaşımı; ikizleri okula bırakırken gördüm:) Çok özlemişim. Hemen dedim ben ayrıldım. Zaten önceden de vardı sıkıntılar falan dedi. Ex'in bana söylediği bir cümleyi aktardım O'na " Beni kullandın, çocuk yapmak için kullandın.."  hep birlikte güldük buna. Eski günleri ayaküstü yad ettik.




Bu arada beni gördüğünde ilk söylediği " hiiiç değişmemişsin.." oldu. Gerçekten de şirkette bir arkadaşta sürekli "...hanım 130 yaşında bence..." diyerek hep takılır bana.Benzer bir iltifatı duyunca sabah sabah "kısııımm" dedim kendi kendime: "iş bitmemiş daha.. genciz .. güzeliz.. hayatını yaşaaa"  Aman nazar değmesin.

Seviglerimle...

26 Kasım 2014 Çarşamba

KÖTÜ BİR SABAHTI BEBEĞİM.. RAHATLA!


Bu sabah çok  zordu. İkizlerden biri çok huysuzluk yaptı, öfke nöbeti geçmedi bir türlü. Örneğin kağıdı keserken istediği gibi kesmezse sinir krizi gçirir gibi öfkeleniyor.Sürekli bağırarak düzeltilmesini istiyor.ağlıyor. Sakinleşemiyor. Sakinleşmesi için çok mücadele ediyorum ve genelde başarısız oluyorum. Sinirlerim çok yıprandı. Bu tamamen onun karakteri ile ilgili biliyorum. Bebekliğinden beri var. Tutturma huyu. Bende de varmış. Halen bazen var, takıyorum istediğim gibi olmayan şeylere ve sürekli söyleniyorum. Karakteristik bir özellik olduğundan çocuğum bu yapısını çok kafamı takmıyorum. Ama sabredemediğim zamanlarda kapıları yumrukluyorum, bazen de onun poposuna vuruyorum. Ben de onunla beraber sinir krizi geçirirsem beni görüp "Anne seni çok seviyorum" diyerek sarılıp sakinleşiyor. Ama sanki beni bu noktaya getirmekten, azar işitmekten hoşlanıyor gibi. Benim bağırmamdan sonra sakinleşmesi ve yaptığı şeyin ne kadar kötü olduğunu o zaman anlaması gibi bir durum söz konusu. Bana vuruyor, itiriyor. Üstümdeki kıyafetleri sıkıyor, saçımı çekiyor. Bu arada işe gitmiş için hazırlanmış olan ben, üstüm başım berbat oluyor ve bir de üstüne bu olaylardan dolayı işe geç kalıyorum.
Bu sabahta sakinleştirdim ama popopsuna vurup sinir krizi geçirdikten sonra. Neyse sarıldık ettik ve arabaya bindik. Arabda da okula gitmeyeceğim diye bir tutturdu. Avazım çıktığı kadar bir ağlamaya başladım. Ama nasıl, tutamıyorum kendimi. Ne makyaj kaldı ne surat. Bu seferde anne ne olur ağlama diye başladı. Neyse ben sustum o sustu. Allah'tan okulda sevdiği öğretmeni karşıladı da düzgün bir vedalaşma ile ayrıldık. Bu arada diğer ikizim çok sakin sessiz izledi, asla karışmadı.O'nu ikna etmek kolay, onda çok nadir benzer birşeyi yaşıyorum. O'nun huyu da istediği şeyi illa yaptırması. Asla vazgeçmiyor. Bir saat ağlayabilir. Boya yapmak istiyorsa en ugunsuz zaman bile olsa o boyamayı yapacak.

Nitekim bu sabah berbat hissediyorum. Eskiden böyle sabahlarda ex'i arayıp bağırır çağırırdım. Artık daha soğukkanlıyım. Düşünsenize, küçücük iki çocuğa arkasını dönüp, onların büyümesine yardım etmeyen,  bunaldığını söyleyip mutlu değilim diyerek giden bir adama bu işin ne kadar zor,  beni ne kadar yorduğunu söylesem, bağırsam ne olacak...İnsan olsaydı yada baba olsaydı bu iki çocuğu bırakıp gitmezdi zaten, en başından zaten başı önünde olur, etrafında g..ri*kız aramayıp ailesini düşünürdü.  Nitekim kendimi tebrik ediyorum, onu aramadım, sinirlerimi daha da bozmadım. O olsada olmasa da çocuklarla ilgili böyle sorunlar yaşayabilirim her zaman. Ha o var- ha yok, Olsa daha da beter huysuzluğunu çekecektim belki de. Bana yardımcı olduğu bir taraf yoktu ki beş karış suratla ortada dolanmaktan başka. Tabi o kendince çok iyi baba olduğunu söylüyor. Söyledği dönemler çocuklar iki yaşına kadar geldiği dönemler, evet o zamanlar iyi babaydı hakkını yemiyorum Ama anlamadığı babalık süreli birşey değil, buu hep devam ettirebiliyor olmak asıl erkeklik. Bu kadar diyorum işte... 

21 Kasım 2014 Cuma

PEGASUS.. Seviyorum seni:)




Pegasus'tan mail göründü, bilgisayarın sağ alt tarafında. Çıktı-kayboldu. Ne mi yazıyordu?

" Yutdışında DAYAK keyfi"  ...:):):) Dondum bir an, Allah'ım böyle hizmetlerde mi var? Ne iyi bir hizmetmiş falan. İnanın bu düşünceler sadece aklımdan 2-3 milisaniyede geçti. O kadar odaklanmışım olaya. Sonra ne mi oldu? Jeton düştü.  Hah aha ha ha  . Koptum, gülmeye başladım. Bu kadar mı kafayı yedirttiler bana yaw:) "KAYAK keyfi" ni nasıl DAYAK okurum.

Düşünün artık aklımdan geçen tekinsiz senaryoları...

18 Kasım 2014 Salı

ÇOOOK ESKİDENDİ...


Çok eskidendi. Ex askere giderken bunalıma girdi. Tabiki girecek değil mi? En büyük hakkı... Gidene kadar da canıma okudu. Yine kadın hikayesi klasik. O dönemde çalıştığım firmada güzel arkadaşlarım vardı. Müdürüm, hemen bırak dedi, arkana bile bakma kızım dedi. İçtim dağıttım, kızın evini basmaya bile gittim. Arkadaşlarımdan biri beni sokaktan topladı resmen . Sonra ben tekrar ex ile devam edince, bana güvenleri kırıldı. İçten içe söylemeselerde beni zayıf gördüler, aptal gördüler. Belki kendilerince haklılardı  da. Yavaş yavaş arkadaşlarımla arama mesafe girdi, unuttuk birbirimizi. İşte bugün... Tam bugün.. Beni sokaktan toplayan arkadaşımın oğlunu gördüm. Aynı O’na benziyor. Meğer benim ikizlerle aynı okula gidiyormuş. Kapıda eşini gördüm, onu da tanıyorum o zamandan. Bir acayip oldum. “ Yaptım, en sonunda yaptım. Kurtuldum. Akladım kendimi. Başardım bu sefer O’ndan kurtulmayı.. “ diye haykırmak geldi içimden. “Git eşine söyle, o eski dosta söyle” demek istedim.  

Aslında ben gönül borçlarımı da ödüyorum kendince biliyor musunuz, anlıyor musunuz beni...İnsanın bu dünyada boynu bükük olmayacak arkadaş, galiba yaptığım şeyin doğruluğundan o kadar eminim ki; bundan dolayı bu kadar güçlü ve içim huzur dolu hissediyorum.

Ps..Şükür tekrar yazabiliyorum.. Donmuştum bir ara, geldim kendime...

13 Kasım 2014 Perşembe

Şükür

Boşver be değmez... Düşündüm de ııııhııı yazmayacağım bu sefer kırgınlıklarımı. Boşvereceğim.. Şükrediyorum Allah'ıma.. Heeeerr gün; bana böyle güzel çocuklar verdiği için. Onlar da iyi olacak, geçecek hırçınlıkları elbet. Umarım en kısa zamanda...

9 Kasım 2014 Pazar

Kış domatesi

Şimdi ex'in beni aldattığı kadın gündemde... Canım çok sıkkın. Pedagog iş ciddi olmadan tanıştırmayın demişti yani evlilik gibi bir tören vs olacaksa tanıştırılmalı diye belirtmişti. Bu ne kadar doğru bilemiyorum ama işime gelmişti. Beni üzen insanlardan biri olan bu kadın benim için Dünya'daki en kötü insanlardan. Malesef bu üzüntümün % 99 ' U benim Zayıf karakterli eski kocam da olsa, bu Süreci yaşamış bir çok insan gibi ikisinden de aynı derecede nefret ediyorsun ve ölmelerini istiyorsun. Neyse iki hafta önce tanıştırmış ve benim bücürleri de tembihlemiş söylemesinler diye...tabi bücürler öttü. Ortalığı bir ayağa kaldırmışım, perişan ettim ve perişan oldum. Hazmedemiyorum ne yapayım. Yutuyorum yutuyorum ama hazmedemiyorum malesef... Bu haftasonu aldı yine ve Kızlardan biri söyledi görüştüklerini. İçim yandı ağlamaya başladım. Neyseki annem yanımdaydı sakinleştirdi. Sakinleştim mi dersem bilemem, bilemiyorum.. Annem bir de herseye hazırlıklı ol kızım dedi. Durdum bir an tekrar yutkundum. Tevekkül et kızım dedim kendi kendime.. Sende bir gün kızaracaksın yeşil domatesim benim dedim. Hiç üzülme. Sen de mutlu olacaksın sabret sabret sabret...

4 Kasım 2014 Salı

Bilgisayarım CANLI!!!




Niye kimse anlamıyor ki… Ben bilgisayarları seviyorum. Gerçekten. Ve hep söylüyorum onların da hisleri var diye! Ama öyle onları kurcalayıp aşındıracak bir sevgi değil benim ki. O yüzden ben bir bilgisayarı en üst seviyede ve verimli kullanırım. Nazar değmesin benim bilgşsayarım kolay kolay bozulmaz. Çünkü amacına uygun kullanırım. Zorlamam onu. Bana vereceklerini bilirim. Bilinçli kullanıcıyım yani. Bunu niye mi yazdım. Yine biri geldi yanıma bugün “ off düzeldi” dedi.. “Sizin yanınıza gelince neden hep düzeliyor” diyor. Eeee dedim, seveceksin bilgisayarı, hor görmeyeceksin onu. “Aranıza girmeyeyim ama nasıl seviyorsunuz” dedi.. “Mahmutum benim” diye seviyorum dedim. 




Başladık gülmeyeJJ Sonra düşündüm. Niye Mahmut ya? Benim bilgisayarım adı “Enrique Iglesias”. İşte o kadar .Enrikooomm diye sevicem bundan sonra seni canım bilgisayarımJ



3 Kasım 2014 Pazartesi

Güçlü Kadınlar: Ben bir Horozum!



Bekar Anne: Kaya Kadar Sağlam Bekar Anne  Sevgili arkadaşımın bu yazısını okuyunca biraz silkelendim ve kendime geldim. Bırakıyormuydum kendimi ne... Hemen toparlandım ve çocuklarımla başbaşa iyi bir haftasonu geçirdim. Yüzümü hiç düşürmedim, kural koydum, rutinlerimizi tekrarladım. Sabahta okula hiç ağlamadan güzelce gitti meleklerim. Neymiş.. Anneler bence de güçlü olmalı. ben kendimi düşündüm, annem ağlarken kendini bırakmışken kendimi ne kadar kötü hissettiğimi, savunmasız hissettiğimi. annemi ağlarken gördüğümde annemin ne kadar güçsüz olduğunu hissettiğimi ve hayal kırıklığı yaşadığımı. Tabi büyüyünnce durumun öyle olmadığını anlıyorsun.Ama küçükken öyle hissetmiştim. Ve annem keşke güçlü bir kadın olsa diye düşünmüştüm. Aslında güçlü idi, şimdiki benden bile fazla güçlü belki de. Sadece dıştan bakarken bazı hareketler çocukların farklı algılamasına sebep olabiliyor. Onlar güvenli bir ortam, kendilerinden emin bir anne, kızan ama deli gibi bağırmayan, yeri geldiğinde kural koyan, otorite olabilen anne istiyorlar. Tek dertleri var. Güven ortamı. Çaresizlik asla hissetmemeliler, yönetilmek istiyorlar, yönlendirilmek. Kontrol altında tutulmak, başedemiyorlar çünkü bazı şeylerle..Her zaman ki gibi anneler güçlü olun, sevgiyle kalın.



Ve aşağıdaki karikatürü erkekler için yapmışlar. Hanımlar ne dersiniz, tersinden bakınca bizim şimdiki halimiz olmuyor mu?:):):):):)



                               bekar erkek              evli erkek                   ayrılmış erkek

ve......
                              ayrılmış kadın           evli kadın                   bekar kadın