26 Kasım 2014 Çarşamba

KÖTÜ BİR SABAHTI BEBEĞİM.. RAHATLA!


Bu sabah çok  zordu. İkizlerden biri çok huysuzluk yaptı, öfke nöbeti geçmedi bir türlü. Örneğin kağıdı keserken istediği gibi kesmezse sinir krizi gçirir gibi öfkeleniyor.Sürekli bağırarak düzeltilmesini istiyor.ağlıyor. Sakinleşemiyor. Sakinleşmesi için çok mücadele ediyorum ve genelde başarısız oluyorum. Sinirlerim çok yıprandı. Bu tamamen onun karakteri ile ilgili biliyorum. Bebekliğinden beri var. Tutturma huyu. Bende de varmış. Halen bazen var, takıyorum istediğim gibi olmayan şeylere ve sürekli söyleniyorum. Karakteristik bir özellik olduğundan çocuğum bu yapısını çok kafamı takmıyorum. Ama sabredemediğim zamanlarda kapıları yumrukluyorum, bazen de onun poposuna vuruyorum. Ben de onunla beraber sinir krizi geçirirsem beni görüp "Anne seni çok seviyorum" diyerek sarılıp sakinleşiyor. Ama sanki beni bu noktaya getirmekten, azar işitmekten hoşlanıyor gibi. Benim bağırmamdan sonra sakinleşmesi ve yaptığı şeyin ne kadar kötü olduğunu o zaman anlaması gibi bir durum söz konusu. Bana vuruyor, itiriyor. Üstümdeki kıyafetleri sıkıyor, saçımı çekiyor. Bu arada işe gitmiş için hazırlanmış olan ben, üstüm başım berbat oluyor ve bir de üstüne bu olaylardan dolayı işe geç kalıyorum.
Bu sabahta sakinleştirdim ama popopsuna vurup sinir krizi geçirdikten sonra. Neyse sarıldık ettik ve arabaya bindik. Arabda da okula gitmeyeceğim diye bir tutturdu. Avazım çıktığı kadar bir ağlamaya başladım. Ama nasıl, tutamıyorum kendimi. Ne makyaj kaldı ne surat. Bu seferde anne ne olur ağlama diye başladı. Neyse ben sustum o sustu. Allah'tan okulda sevdiği öğretmeni karşıladı da düzgün bir vedalaşma ile ayrıldık. Bu arada diğer ikizim çok sakin sessiz izledi, asla karışmadı.O'nu ikna etmek kolay, onda çok nadir benzer birşeyi yaşıyorum. O'nun huyu da istediği şeyi illa yaptırması. Asla vazgeçmiyor. Bir saat ağlayabilir. Boya yapmak istiyorsa en ugunsuz zaman bile olsa o boyamayı yapacak.

Nitekim bu sabah berbat hissediyorum. Eskiden böyle sabahlarda ex'i arayıp bağırır çağırırdım. Artık daha soğukkanlıyım. Düşünsenize, küçücük iki çocuğa arkasını dönüp, onların büyümesine yardım etmeyen,  bunaldığını söyleyip mutlu değilim diyerek giden bir adama bu işin ne kadar zor,  beni ne kadar yorduğunu söylesem, bağırsam ne olacak...İnsan olsaydı yada baba olsaydı bu iki çocuğu bırakıp gitmezdi zaten, en başından zaten başı önünde olur, etrafında g..ri*kız aramayıp ailesini düşünürdü.  Nitekim kendimi tebrik ediyorum, onu aramadım, sinirlerimi daha da bozmadım. O olsada olmasa da çocuklarla ilgili böyle sorunlar yaşayabilirim her zaman. Ha o var- ha yok, Olsa daha da beter huysuzluğunu çekecektim belki de. Bana yardımcı olduğu bir taraf yoktu ki beş karış suratla ortada dolanmaktan başka. Tabi o kendince çok iyi baba olduğunu söylüyor. Söyledği dönemler çocuklar iki yaşına kadar geldiği dönemler, evet o zamanlar iyi babaydı hakkını yemiyorum Ama anlamadığı babalık süreli birşey değil, buu hep devam ettirebiliyor olmak asıl erkeklik. Bu kadar diyorum işte... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder