Kendime bile mahcubum da; bu son 3-4 aydır yaşadıklarımla
yorduğum sevdiklerime olan mahcubiyetimi bir de siz düşünün.
Bazen bir rüya gibi gelirken yaşananlar bazen
de yaşadıklarıma kızıyorum. Ne gerek
vardı tüm bunlara, ders almamız için böyle acı çekmeye, böyle sıkıntılı
durumlara? Ders mi aldık dedim??!!!.. Hiç sanmıyorum aslında. İçim hep yanlış bir şey mi yapıyorum sorusuyla muhatap. Böyle sorduğum zamanda hep haklı çıktığımı da biliyorum.
Durum böyle dostlar... Yaşadığımız fırtınayı çabuk atlatıp çocuklarımızın da
arada kalmaması için biz birleşme kararı aldık. Dediğim gibi belki fedakarlık belki alışkanlık belki içimde kalan sevgi kırıntıları belki de belki de belki de... Keşkelerle karıştı belki 'lerim. Beni destekleyen olduğu gibi, salak mısın seni yine üzecek diyen de bir o kadar da kişi var. Hepsine ama hepsine hak veriyorum. Sünger kafayım işte... Hepsini emiyorum:(
Evet bu riski alıyorum. Ben alıyorum. Çocuklarımızın bizi birlikte gördüğünde gözlerindeki bakışı görüp bu riski alıyorum. Sindirmeye çalışıyorum ama sindirilmesi bir o kadar zor. Bunu da biliyorum. Bekar yalnız günlerimi çok özlüyorum. Bunu da biliyorum. Yolumuz uzun mu kısa mı
bilemem ama, bu blog dünyasındaki acizane dostum “öküz” ün dediği gibi “yaşa ve
gör...”. Ben de öyle yapacağım. Ama bu blog devam edecek, ve ikiz annesinin
yaşadıklarını, gizli dünyasını yine sizlerle paylaşıyor olacağım. Ve bu dünyada hala bekar ikiz annesi
zorluklarını vs. yaşadıklarımı sizlerle paylaşacağım. Kalbim burada çünkü benim:) Kim ne derse desin özgür bekar bir anneyim.
Bu dönemdeki en büyük kazancım "kimseyi yargılamıyorum", ya da elimden geldiğinde yargılamamaya çalışıyorum. Umarım çocuklarım ve ben mutlu oluruz. Allah'tan bunu diliyorum ve dua ediyorum..
Güçlü kalayım, güçlü kalın...