16 Mart 2015 Pazartesi

SALAĞIM SALAKSIN SALAKLAR...

Haftasonu ikizlerden bir hastalandı, ateşlendi. Cumartesi ex geldi, yanından ayrılmadı. Gece de gitti yeğenine baktı. O gece ne oldu bilmiyorum, bilmekte istemiyorum ama. Her gün çocukları soran, uyku saatinde uyudular mı diye yoklayan adam Pazar günü yokoldu. Hiç tık yok. Akşam geçti yine yok, çocuk ateşler içinde. Her zaman yanımızda olacaktı ya. Püfff. Muhtemel kavgalı sevgilisiyle barıştı. Pazartesi sabah whatsuptan mesaj atmış, "Günaydın, Naptınız". Cevap:"İyiydiler". soru:"...ikiz nasıl odu, iyileşti mi". Allahhhhhhhhh. Tutmayın beni. "Bana bak dedim, beni zıvanadan çıkarma, gezmiş tozmuşsun kalkıp şimdi mesaj atıyorsun" Böyle böyle. Karşılıklı atışmalar başladı. Ne varsa döktüm içimdekileri. Rahatladım.Beni suçlayabildiği tek şey "çocukların saçını taramıyorsun". Bir gülmeye başladım. Allah'ım sen akıl fikir ver. Bir daha  haber vermeden gelmiyorsun ve alman gereken zamanda alıyorsun, dedim. Dedim de dedim. İyi mi ettim bilmiyorum, ama pişman mıyım. Cık! Hiç hem de. Bir arkadaş (okuyunca kendini tanıyacak), "Seni kuma yapmak istiyor" demişti de, ben de konduramamıştım. Daha geçen hafta o kadından kurtulmak istediğini ağlayarak anlatan adam gitti, bu hafta içine yine şeytan kaçtı. Bir manik, bir depresif. Biliyorum, eveeeet...Duyuyorum sizi. Herşey ben de bitiyor. İzin verme kızım, tamam. Tamam da olmuyor işte. Karşımda koca adam ağlıyor gel yemek yaptım yemek ye,diyebiliyorum. İyice salağım yani. Böyle olunca geliyor, alışamadığı yeni hayatından kaçınıp bizim eve sığınıyor.
Salaksın işte, salak.
Belki şunu da düşünüyorsunuz şimdi"Hala seviyorsun". Yok vallahi. Sevgi falan yok, alışkanlık. İki çocukla, kaloriferi tek başına tamir etme, lambayı değiştirme gibi durumlarla tek başına uğraşma durumu beni geren. Bunları yaparken bir küfür sallıyorum içimden okkalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder