10 Temmuz 2016 Pazar

İKİ SENE

İki sene oldu boşanalı. Bu iki sene kolay geçmedi. Bu süreç bir kadın olarak benim ruhumda yaralar açtı. Önce kendi benliğimi parçaladım, sonra da bu parçalardan yeni bir ben yaratmaya başladım. 
Parçaları değişik yerlere koyup yapıştırmak ve onlara yeni şekil vermek zaman alıyor. 
Daha bitmedi, sürecim devam ediyor...
Çok 'gel-git'lerim oldu. 
Kendime kızdığım anlar oldu.
Kendimi suçladığım anlar.
Hatayı kendim de aramalar.
Karşı tarafı suçlamalar, sessiz-sesli hakaretler, sonuç: incitmeler-incinmeler...
Daha çok bu dönemde aldatılmış olduğum için karşı tarafı suçladım, suçlarken acıdım kendime, acıttım gereksiz yere ruhumu.
'Tüüü kaka'larla yetiştirilmiş olmaya kızdım.
Boşanınca, annemin beni tekrar ergen kızlar gibi korumaya kalkmasından, 'elalem ne der'lerden bunaldım bir dönem.
Mutlu olduğum zamanlarda suçluluk hissetmeye kızdım.
Çok gülünce arkasından kötü bir şey olmasını beklememe kızdım.
Çocuklar babadayken 'oh' çekmeme utandım buna  kızdım.
Ama;
Bunların hepsi gerçekti ve ben suçlu değildim, değilim. 
İki insan farklı yönlere gitti diye neden ben mutsuzluğu yaşamalıyım, ben de mutlu olmayı hakediyorum..
Önce ben diyorum artık.
Sonra da çocuklarım.

Ruhumdaki cam kırıklarını yapıştırıp onlara yeni şekiller verdikçe, hayata önyargısız bakmaya, benim gibi düşünmeyenleri dinlemeye, aklımı beslemeye, zevklerimi keşfetmeye ve mutlu olmaya gayret gösteriyorum.

Mesela en sevdiğim rengin 'mavi' olduğunu yeni keşfettim...
İçimdeki ben ile ilgili keşfedeceklerim daha var, ama acımadan-acıtmadan artık....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder