28 Şubat 2016 Pazar

PAZAR AÇIK BÜFE KAHVALTILARI

Pazar günü ne demek?
Kahvaltı demek?
Artık bana pek kahvaltıyı ifade etmiyor gerçi.
Benim için Pazar günü, sabah spor yapmak, deniz kıyısında oturmak gibi, sakin yalnız başıma kafa dinlediğim bir gün.Eski pazarların yorgunluğunu hala atamadım zira..
Balkonda oturuyorum sabah ve siteden çıkan arabalara bakıyorum.
Tüm aile, maaile..
Açık büfe kahvaltı yapılan mekanlara gidiyor %80'i.
Ne zaman oldu bu moda, ne zaman değiştik diye düşündüm.
Sanki bunları daha önce yapmamışım gibi.Yaptım tabi, hem de en alasını .
Sanki yapmazsan sosyal hayattan puanın düşecek gibi.
Ne kadar gerizekalıcaymış:)
Hatta ayrıldıktan sonra haftasonu yaptığımız bu programlar için ağlamıştım bir de. Salak kız işte. Hayatı kendi istediğin gibi değil de başkası istediği için yaşarsan böyle olur işte. Bu şeyleri birşey sanıyorsun, mutlu olduğunu sanma haliymiş meğer.
Düşünüyorum da. Benim için haftasonları tam bir işkenceymiş.

  • Erken kalk.
  • Çocuklar uyanmadan dışarı çıkma hazırlıklarına başla. Duş, ütü, saç yapma, çocuk çantası hazırla. O uyusun.
  • Çocuklar kalksın. Çiş-kaka-kıyafet giydirme falan filan.
Sabah aldığın duş, fönlediğin saçlar hoop çöpte.
Kan ter içindesindir, birşey unutmamak için de evin için de oradan oraya atmaca misali uçarsın. O nerde mi?
Pek yardımcı olduğu söylenemezdi, hemen sinirlendiği için de hepsini kendim halletmeye çalışırdım.
Zavallı üçlü koltuğum...Çok özledi o güzel kıçı:)
Aman sorun çıkmasın, aman şimdi çocuklar sakin olsun da hemen çıkalım da kızmasın, tepesi atmasın.Aman mutsuz olmasın.
Saaaaalak  saaalak .. Daha ne diyeyim kendime.

Pazar kahvaltısı böyle olmalı bence:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder